Göz Hastalıkları

İçindekiler

Lazerli Katarakt Ameliyatı

Katarakt cerrahisinde son 2-3 yıldır uygulanmaya başlayan bir yöntemdir. Ameliyatın bazı aşamalarında kullanılır ve sonra fako yöntemi ile ameliyata devam edilir. Henüz standartlarının tam sağlanamamış olması, cerrahi sırasında göze 5 dakika vakum uygulanması ve ameliyat sonrası hastalarda sık kanama ve kanlanma riski kullanımını sınırlamaktadır.

Katarakt Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Katarakt gözümüzün ön-orta kısmında yer alan merceğin saydamlığını kaybederek opak bir görünüm almasıdır. Diğer bir ifade ile şeffaf olan merceğin buzlu cam görünümü almasıdır.

Kataraktın Nedenleri Nelerdir?

Yaşlanma: kataraktın en önemli nedeni yaşlanmadır. 50-65 yaşlarda 100 kişiden beşinde katarakt saptanırken 65 üstünde 100 kişiden 30-40’ında görülmektedir. Daha ileri yaşlarda insanların ise çoğunda katarakt saptanmaktadır.

  • Ailesinden katarakt olanlarda daha sık görülür.

Metabolik hastalıklar: özellikle şeker hastalığında katarakt sık görülür.

  • Travma (künt ve delici göz yaralanmaları)
  • Kortizonlu ilaçların uzun süre kullanımı
  • Diğer göz hastalıkları (göz iltihapları, damarsal hastalıklar vb)
  • Güneş ışığına maruz kalma
  • Katarakt oluşumunun en önemli nedenleri arasında sayılmaktadır.

Kataraktın Belirtileri Nelerdir?

Kataraktın cinsine göre hastaların şikâyetleri değişebilir. En önemli belirtisi görme azalmasıdır. Özellikle diğer göz kapatılınca anlaşılır. Geceleri ışıktan rahatsız olma, okumakta zorlanma, bazen karanlıkta bazen güneş ışığında görme azalması görülür. Bazı kataraktlarda oluşan yalancı miyopiye bağlı olarak uzak görme bozulur yakın görme düzelir. Daha sonra yakın görme bozulur. Renklerde soluklaşma ve sarılaşma bir diğer bulgusudur.

Katarakt Nasıl Tedavi Edilir?

Kataraktın tek tedavisi cerrahidir. İlaçla tedavisi yoktur. Kullanılan vitamin ilaçları vb. ilaçların tedaviye ve katarakt gelişimini engellemeye bir katkısı saptanamamıştır.

Refraktif Cerrahi ( Excimer Lazer )

Kırma Kusurları ve Refraktif Cerrahi

Kornea gözün en ön kısmında saat camı şeklinde  yeralan saydam bir tabakadır.Göze ulaşan ışınların retina tabakası üzerine odaklanmasını sağlar. Kornea tabakası veya göz küresinin şeklindeki bozukluklar nedeni ile göze giren ışınlar retina tabakası üzerine keskin bir şekilde odaklanamaması durumunda ,  gözün odaklama gücündeki bozukluklara  kırma kusurları  (refraktif kusurlar) adı verilir. Başlıca üç temel kırma kusuru ; miyopi, hipermetropi ve astigmatizmadır.

Miyopi : Gözün belirli bir uzaklığın ötesindeki nesneleri odaklayamamasına miyopi denir. Halk arasında uzağı görememe olarak bilinir. Genellikle, göz küresinin ön-arka çapı normalden uzundur. Bu nedenle gelen ışınlar retina ön kısmına düşer ve mercek belirli bir sınırın ötesinde eğriliğini azaltamaz.

Hipermetropi : Göz küresi genellikle normalden daha kısadır. Bu durum yakındaki nesnelerin odaklanmamasına yol açar. Sıklıkla, miyopi gibi hipermetropi de kalıtım faktörü rol almaktadır.

Astigmatizma : Astigmatizmanın nedeni genellikle korneanın düzensizliği veya çarpıklığıdır. Astigmatizmada korneanın eğimi tek yönde daha fazladır.

Excimer Lazer

Lazer teknolojisi göz hastalıklarının tedavisinde uzun yıllardır kullanılmaktadır.

Farklı göz hastalıkları için farklı lazer teknolojileri kullanılır.

Halk arasında sıklıkla “lazerle gözlükten kurtulma” ameliyatı veya “göz çizdirme” olarak bilinen operasyonlar excimer lazer kullanılarak yapılan lazer göz tedavileridir.

Kimler Excimer Lazer Tedavisi Olabilir?

  • 18 yaşını doldurmuş,
  • Son iki yılda 0,50 ’den fazla göz kusuru değişmemiş,
  • -10 dereceye kadar miyoplar,
  • -6 dereceye kadar astigmatı, +6 dereceye kadar hipermetropisi olan,
  • Kornea dokusu kalınlığı yeterli olan kişilere

Excimer Lazer Çeşitleri

Excimer lazer ile görme bozukluklarının düzeltilmesinde LASİK, LASEK ya da PRK tekniği uygulanır.

Lasik Nedir ?

LASIK yönteminde kornea tabakası excimer laser ile mevcut kırma kusurunu ortadan kaldıracak şekilde kalıcı olarak yeniden şekillendirilir.

  • Miyop, hipermetrop ve astigmatı düzeltir.
  • İşlem sonrası numarada geri dönüş ya olmaz ya da yüksek numaralarda çok az olur.
  • Lasik sonrası numaranın dengeye kavuşması daha hızlı olur.
  • Her iki göz aynı anda ameliyat olabilir.
  • Hastaneye yatış gerekmeden günü birlik gerçekleşebilir.
  • Hastalar 24 saat içinde günlük aktivitelerine dönebilirler.

Neden Lasik?

  • Tedavinin toplam süresi yaklaşık 15 dakikadır. Lazerin uygulanma süresi ise sadece 15-20 saniyedir.
  • Lasik dünyada en çok tercih edilen lazer cerrahisidir.
  • Tedavi sonrasında gözlerin kapatılmasına veya hastanın hastanede kalmasına gerek yoktur.
  • Görme keskinliği operasyondan birkaç saat sonra artmaya başlar.
  • Lazer gözün ön bölümüne uygulanır, bu nedenle gözünüzde dışarıdan görülen anatomik bir değişiklik olmamaktadır.

Lasik Öncesi Değerlendirme

LASIK tedavisi için karar verdiyseniz öncelikle uygun bir aday olup olmadığınızın detaylı bir muayene ile değerlendirilmesi gereklidir.

Bu cerrahide damla anestezisi ile yapılan, 15 dakika süren ve sonuçları çok yüz güldürücü bir laser işlemi olmasına karşın LASIK tedavisi olmaya karar vermiş kişilerin ameliyat öncesinde işlemin risklerini ve sağlayacağı kazançları çok net bir şekilde anlamış olması ameliyat sonrası tatmin açısından çok önemlidir.

Lasek

LASEK tekniğinde sadece kornea tabakasının en üst örtüsü olan epitel tabakası alkol yardımı ile ayrılarak kaldırılır. Kırma kusurunu düzeltmek için laser tedavisi uygulanmasının ardından epitel tabakası tekrar yerine yerleştirilir.LASEK yöntemi ağırlıklı olarak LASIK tedavisi için kalınlığı yeterli olmayan ince kornealı kişilerde olmak üzere ayrıca boks, güreş ya da dövüş sporları ile ilgilenen ve gözüne gelebilecek olası bir darbe nedeniyle flep tabakasında ayrılma ve bununla ilgili sorunlar yaşaması ihtimali olan kişilerde tercih edilir.

LASEK sonrası iyileşme dönemi  biraz daha uzun sürmektedir. Kişiden kişiye değişmekle beraber Bu işlem sonrası ilk 1-2 gün  gözde batma hissi devam etmekte ve görmenin iyileşmesi 4 gün ile 1 hafta arasında zaman alabilmektedir.

PRK 

PRK yönteminde gözün saydam yüzeyinden lasikte olduğundan daha ince bir tabaka kaldırıldıktan sonra excimer lazer ile miyopi, hipermetropi ya da astigmatizm düzeltilir. Bu yöntemde, kaldırılan ince tabaka tekrar yerine konulmaz. Lasikte olduğu gibi işlem öncesinde anestezik damla damlatılır ve işlem sırasında ağrı ve acı hissedilmez.

No Touch Lazer Tekniği (Trans PRK)

PRK cerrahi tekniğinin yeni bir türüdür. Bu yöntemde PRK da olduğu gibi kornea yüzeyinden kapakcık kaldırılmasına gerek yoktur, PRK dan farkı kornea yüzeyindeki epitel bıçak yardımıyla değil lazer (Femtosaniye) yöntemiyle uzaklaştırılır.

Hızlı bir şekilde kaldırılan epitelin altına Lazer aplasyonu uygulanır ve operasyon sonlandırılır. Daha çok Lasik tekniğine uygun olmayan ince kornealı hastalarda tercih edilir, operasyon sonrası ilk 2 gün şiddetli göz ağrısı olabilir.

Ağrı şiddetinin hafifletilmesi ve iyileşmenin çabuk gerçekleşmesi için göz üzerine bandaj amaçlı yumuşak kontakt lens uygulanır.

Smile Lazer Tekniği

Lasik tekniğine bir alternatif olarak son yıllarda Smile adlı yeni bir lazer prosedürü geliştirilmiştir. Amerikada kullanılmak üzere 2016 yılında FDA onayı alan bu yöntemin Smile ismi Small incision Lenticule Extraction kelimelerinden türetilmiştir.

Bu lazer cerrahi yönteminde cerrah korneada küçük lens şeklinde bir doku (Lentikül) oluşturmak için  Femtosaniye Lazeri kullanır. Daha sonra aynı lazerle korneanın dış yüzeyinde çok küçük bir açıklık 4mm den küçük bir yay şekilnde kesi yapılır ve cerrah bu kesiden Lentükülü çıkarır ve atar, küçük Lentükül çıkarıldığında korneanın şekli değişmiş olur ve uzak görüş bozukluğu düzeltilmiş olur.

Korneadaki küçük kesi dikişsiz bir kaç gün içinde iyileşir ve keskin görme çok hızlı bir şekilde gerçekleşir. Smile lazer göz ameliyatı -10.00 diyoptriye kadar miyopiyi düzeltebilir, adayların en az 22 yaşında olması en fazla -0.50d astigmatizması olması ve gözlük reçetelerinin en az 12 ay boyunca stabil olması gerekmektedir.

Smile lasik tekniği bir korneal fleb oluşturma ihtiyacı olmadan yapılan bir tedavi şeklidir. Bu nedenle lasik ile karşılaştırıldığında smile sonrası daha az kuru göz belirtisi riski ortaya çıkmaktadır.

Lazer Olacak Hastaların Dikkatine

Tedavi Öncesi

Hastanın tedavi günü yemek yemesinde sakınca yoktur.

Hasta sadece;

  • Göz makyajı yapmamalı,
  • Parfüm kullanmamalı,
  • Kan sulandırıcı ilaçlar içmemelidir.

Tedavi Sırası

Hasta lazer odasına girdiğinde, lazer yatağına sırtüstü uzanması istenir. Gözü baticon ile temizlenir ve  steril bir örtü örtülür, ardından tedavi süresince gözlerini kırpmaması için özel üretilmiş bir aparatla göz kapakları aralanır. Lazer tedavisi her bir göz için yaklaşık 4-5 dakika kadar sürer, ağrı ve acı hissedilmez.  Hasta, tedavi bittikten sonra lazer odasından gözleri bandajlanmadan çıkar.

Tedavi Sonrası İlk 24 Saat

Lazer tedavisi tamamlanan hastanın  ameliyat sonrası kontrol muayenesi yapılır.. Hasta, bu kontrolden sonra hastaneden  ayrılabilir. İlk gün; bulanık görme ve gözlerde 5- 6 saat batma, yanma ve sulanma olması normaldir. İlaç kullanımına doktorun tavsiye ettiği şekilde dikkat edilmesi gerekmektedir. Lazer sonrası baş ağrısı hissedilmesi durumunda kan sulandırıcı özelliği olmayan bir ağrı kesici alınabilir.

Ameliyat olunduğu gün araba kullanamaz ve işe gidemez.. Tozlu ortamda bulunmaktan kaçınılmalı, tedavi edilen göz ilk 24 saat süresince ovalanmamalı, kaşınmamalı, ellenmemeli, yüz yıkanmamalı ve banyo yapılmamalıdır. İlk günlerde göze sabun ve şampuan kaçmamasına dikkat edilmelidir. Operasyonun ertesi günü sosyal ve iş yaşantısını kısıtlayacak herhangi bir yan etki kalmaz. Ertesi gün yapılacak doktor kontrolünde gözün yüzeyindeki saydam bölgede kırışıklık tespit edilirse veya flap (kapakçık) altında bir reaksiyon söz konusu olursa flap altının yıkanması gerekebilir.

Kontakt Lensler

Kontakt lensler miyopi, hipermetropi, astigmatizma ve presbiyopi gibi görme kusurlarının düzeltilmesinde, göz renginin değiştirilmesinde ya da bazı kornea hastalıklarında kullanılmaktadır.

Miyopi uzağı, hipermetropi yakını net görememektir. Astigmatizma göze gelen ışığın retinada birden çok noktaya düşmesine bağlı olarak çarpık ve kırık görmektir. Astigmatizma kornea (gözün renkli kısmının önünde bulunan şeffaf tabaka) veya gözün içindeki doğal lense bağlı olabilir. Presbiyopi ise 40 yaşından sonra uyum yeteneğinde azalmaya bağlı olarak oluşan yakını görme problemidir.

Kontakt lenslerin en sık kullanım alanı kırma kusurlarının düzeltilmesi olsa da göz rengini değiştirmek üzere kozmetik amaçlı veya kornea yaralanmalarında tedavi amaçlı da kullanılabilmektedir. Bu kullanım alanları için farklı özellikte kontakt lensler geliştirilmiştir.

Hastanın ihtiyacına yönelik olarak detaylı bir göz muayenesi sonucu doğru kontakt lens reçete edilir.

Kontakt lens Seçmeden Önce Doktor Muayenesi Gerekir

Kontakt lens seçimi göz doktorunun göz muayenesi ile mümkündür. Hastanın kontakt lens kullanımı için uygun olup olmadığı değerlendirilir. Muayene ile kullanılacak lens tipi, derecesi, taban eğrisi ve lensin çapı belirlenir.

Lens uygulaması ilk defa kontakt lens kullanacak kişiyle birlikte yapılır ve göz hekimi lensin hareketini, dengesini ve görme keskinliğini değerlendirir. Denenen lens göze uygun ise herhangi bir değişiklik yapılması gerekmez ve hasta reçete edilen kontakt lensini alıp kullanabilir.

Kontakt Lens Tipleri ve Kullanım Alanları

Sferik Kontakt lens: Astigmat düzeltme özelliği olmayan, miyopi veya hipermetropi gibi kırma kusurlarını düzelten kontakt lens

Torik Kontakt lens: Astigmatik kırma kusurunu düzeltme özelliği olan kontakt lens

Multifokal Kontakt lens: Kırk yaşından sonra ortaya çıkan yakını görme problemini düzelten yumuşak kontakt lens

Gaz geçirgen Kontakt lens: Korneaya bağlı yüksek astigmatizma veya keratokonus (korneanın ilerleyici şekilde inceldiği ve öne doğru sivrileştiği hastalığı) gibi durumlarda kullanılan sert lens

Hibrid Kontakt lens: Korneaya bağlı yüksek astigmatizma veya keratokonus hastalığında kullanılan, merkezi sert malzemeden, çevresi yumuşak malzemeden yapılmış lens

Renkli Kontakt lens: Takıldığında göz rengini kozmetik olarak değiştiren yumuşak kontakt lens

Terapötik Kontakt lens: Kornea yüzeyindeki yaraları tedavi etmede kullanılan yumuşak kontakt lens

Kontakt Lenslerin Özellikleri

  • Kenar görüntüsünü engelleyecek çerçevesi yoktur.
  • Gözlükten daha iyi derinlik algılamasını sağlar.
  • Doğal bir dış görünüş sağlar.
  • Gözlük kullanımında yaşanan ıslanma, buğulanma, çerçeve temasına bağlı ağrı gibi zorluklar yaşanmaz.
  • Kozmetik amaçlı göz renklerini değiştirmek kişiler renkli lens kullanabilir.
  • Spor gibi hareketli faaliyetlerde pratik ve güvenli kullanım sağlarlar.

Kontakt lensler, korneanın üzerinde duracak şekilde tasarlanmışlardır. Göze uygun olan lens, iyi ortalanmış şekilde durur. Gözyaşının dolaşımı için lens hafif hareket etmelidir.

Kontakt lens takıldıktan sonra kullanıcı net ve rahat görmeli, lensin varlığını hissetmemelidir. Göz kırpma sonrası kişinin görüşü değişmemelidir.

Lens Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Her ne kadar aylık kullanılabilen kontakt lensler de olsa kontakt lensler ile uyunmaması önerilmektedir.

Kontakt lens ile denize ya da havuza girmek sakıncalıdır. Unutulmamalıdır ki kontakt lens yanlış kullanılırsa mikropların korneaya tutunmasına ve çok ciddi göz enfeksiyonlarına sebep olabilir.

Kontakt lens kullanırken gözde kızarıklık veya batma hissi oluşursa, kullanıcı hemen lensi çıkartıp doktora başvurulmalıdır.

Kornea Nakli

Gözün renkli kısmı olan iris tabakasının önündeki şeffaf tabakaya kornea denir. Göze gelen ışınlar ilk olarak bu dokudan geçtikten sonra retina dediğimiz sinir tabakasına ulaşır ve görme gerçekleşir.

Korneanın saydamlığı veya düzenli şekli bu nedenle görmede önemli bir rol oynar. Eğer kornea saydamlığını kaybeder (korneanın distrofi gibi kalıtsal hastalıkları, katarakt ameliyatı sonrası geçmeyen kornea ödemi, vb) veya şekli bozulursa (keratokonus gibi korneanın ilerleyici şekilde incelmesi ve dikleşmesi) hasta net göremez.

Böyle durumlarda kornea sağlıklı başka bir kornea dokusu ile değiştirilerek görme tekrar kazanılabilir. Bu nakil işleminde doku yaşamını yitirmiş bir kişiden alınan sağlıklı kornea dokusudur ve işleme kornea nakli denir.

Kornea nakli tam kat kornea dokusu ile yapılabileceği gibi korneanın sadece üst katmanı veya alt katmanının nakli de yapılabilir.

Korneanın saydam olmasını sağlayan özelliklerinden biri damarsız oluşudur. Dokuda damar olmaması doku nakillerinde önemli bir avantaj sağlar. Çünkü doku reddine sebep olan hücrelerin yabancı dokuya ulaşması bu sayede mümkün olmaz.

Tüm nakil ameliyatlarını düşündüğümüzde kornea nakillerinin diğer nakillere göre daha başarılı olması da bu özellikten kaynaklanmaktadır.

Tam Kat Kornea Nakli (Penetran Keratoplasti) Ameliyatının Basamakları

  • Lokal veya genel anestezi altında göz ve çevresi dezenfekte edildikten sonra steril bir örtü ile örtülür.
  • Korneanın merkezi işaretlenir.
  • Yuvarlak bir bıçak içeren vakumlu bir alet (trepan) ile kornea merkezinde 7-7.5 mm çaplı dairesel tam kat bir kesi yapılır ve korneanın merkezi çıkarılır.
  • Verici kornea da dairesel bir bıçak içeren vakumlu başka bir aletle (punch), alıcı yatağa uygun şekilde hazırlanır.
  • Verici kornea, alıcı yatağa farklı dikiş teknikleri (16 adet tek dikiş, devamlı dikiş ile birlikte 16 adet tek dikiş, devamlı çift dikiş, vb) ile dikilir.
  • Göze antibiyotikli ilaç uygulanarak işlem sonlandırılır.

Ameliyatın süresi yaklaşık olarak 30-40 dk.’dır. Aynı anda yapılacak başka girişimler varsa ameliyat süresi uzayabilir.

Tam Kat Kornea Nakli Sonrası

Ameliyat sonrası birkaç hafta batma, sulanma gibi şikayetler olabilir. Ameliyat günü koruyucu bandaj kullanılmaktadır.

Görme seviyesi hemen çok artmayabilir. Ameliyat sonrası antibiyotikli ve kortizonlu göz damlaları hekim önerisi doğrultusunda kullanılır. Ameliyat sonrası 1. gün ilk kontrol yapılır. Daha sonra 1. hafta ve ilk 1 yıl boyunca her ay kontrol gerçekleştirilir. Genellikle 1 sene sonra dikişler alınır.

Tam Kat Kornea Nakli Ameliyatı Sırasında Görülebilen Komplikasyonlar

Ekspulsif kanama: Gözün damar dokusu olan koroidde kan birikmesi sonucu görülen kontrolü güç olan bir kanamadır. Bu durum çok nadiren görülür (%0.45-1.08). Önceden tahmin etmek mümkün değildir ve gerçekleşirse gözün kaybıyla sonuçlanabilir.

Astigmatizma: Kornea nakli sonrası astigmatizma sık görülmektedir. Doku iyileşmesi ile birlikte konulan dikişler bu astigmat değerlerini zamanla değiştirmektedir. Dikiş alma, tekrar dikiş atma, gevşetici kesiler veya LASIK ile astigmat giderilebilmektedir.

Göz içi basınç artışı (glokom): Erken veya geç dönemde görülebilir. Erken dönemde görülen göz içi basınç artışı ilaçlarla hızlı bir şekilde kontrol altına alınır. Geç dönemde görülen göz içi basınç artışı genellikle kullanılan kortizonlu damlalara bağlı olur. Bu durumda da göz içi basıncını düşüren ilaçlar kullanılması gerekir.

Enfeksiyon: Göz içi ameliyatlar sonrası ciddi enfeksiyonlar çok nadir de olsa görülebilmektedir. Önemli bir durumdur, erken müdahale gerektirir.

Doku reddi: Özellikle başka nedenlerle korneasında damarlanma olan hastalarda görülebilir. Bu tür durumlarda göze bazı özel iğneler yapılarak, damla ve ilaçlarla dokunun reddedilmesi önlenmeye çalışılmaktadır.

Renk Körlüğü

Renk körlüğü, renk hissinde zayıflık ve mavi ile sarıyı veya yeşil ile kırmızıyı ayırmada zorluk olmasıdır.

Renk körlüğü kalıtsal bir durumdur ve erkekleri kadınlardan daha çok etkiler.

Renk Körlüğü Belirti ve Bulguları

Renk körlerinin hiçbir rengi göremeyip, dünyayı gri tonlarında gördüğüne dair yaygın bir kanı mevcuttur. Ancak bu kanı doğru değildir.

Renk körleri, renkleri görürler ama kimi renkleri solgun gördüklerinden, renkleri birbirleriyle karıştırabilirler.

Renk körlüğü testleri ile renk körü olup olmadığınız anlaşılır.

Renk Körlüğünün Nedeni Nedir?

Gözümüzün retina adını verdiğimiz tabakasında, “rod” ve “koni” dediğimiz fotoreseptörler vardır. Koniler renkli görmeden sorumludur. Renk körlüğü olanlarda kalıtımsal olarak kimi koniler eksiktir.

Renk Körlüğü Tedavi Edilebilir mi?

2009 yılında ABD’de gerçekleştirilen bir çalışma ile maymunlarda renk körlüğü problemi gen tedavisiyle düzeltilmiştir. Ancak insanlarda henüz gen tedavisi gerçekleştirilememektedir.

Grafik tasarımı, ince elektronik işler, cerrahi gibi meslekleri icra etmede renk körleri zorluklar yaşayacaklardır. Ama bunun dışındaki mesleklerde ve günlük hayatta renk körleri fazla zorluk çekmezler.

Renk Körlüğüne Özel Kontakt Lensler ve Gözlükler

Renk körleri için üretilmiş renkli kontakt lensler ve gözlükler mevcuttur. Göz doktorunuz size bu kontakt lens ve gözlüklerin deneme setinden farklı renkleri denetir. Hangi renge sahip kontakt lens veya gözlükle renkleri daha iyi ayırt edebildiğiniz saptanır. Sonra da bu renkteki kontakt lens ve gözlüğü kullanmaya başlayabilirsiniz.

Glokom

Glokom, göz sinirinde ilerleyici hasara yol açan bir grup göz hastalığına verilen isimdir.

“Göz Tansiyonu” olarak da bilinen glokomda, göz içi basıncının uzun süre yüksek olması nedeniyle görme siniri zarar görür. Görme siniri gözün arkasından çıkarak beyne gider ve bilgilerin gözden beyine taşınmasında rol oynar.

Glokom, yavaş ilerleyen ve geri dönüşü olmayan görme siniri hasarına ve sonuç olarak görme kaybına yol açarak körlüğe neden olabilir.

Glokom için tam bir tedavi yoktur ve görme kaybını geri getirmek mümkün değildir; yine de erken tanı ve doğru tedavi ile hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir ve geciktirilebilir.

Göz İçi Basıncı – GİB (Göz Tansiyonu)

Glokomda değiştirilebilir tek risk faktörü yüksek GİB olduğundan, hastalar sıklıkla hangi aralıkta göz içi basıncının normal kabul edildiğini bilmek isterler. Ne yazık ki “normal” değer kişiden kişiye değişir ve bir kişi için normal olan değer bir diğeri için yüksek olabilir. Hatta normal GİB değerine sahip kimselerde bile glokom gelişebilir.

Bir birey için normal kabul edilebilen değerler, görme sinirine zarar vermeden tolere edilebilen düzeylerdir.

Bu nedenle hastalığın tanı ve tedavisi için dilate (damla ile göz bebeğinin büyütüldüğü) gözlerde düzenli ve kapsamlı muayene şarttır.

Glokom Tipleri

İki ana glokom tipi vardır: primer açık açılı glokom ve kapalı açılı glokom.

Primer açık açılı glokom en yaygın glokom türüdür ve olguların neredeyse %90’ından sorumludur.

Açık Açılı Glokom

Geniş açılı glokom olarak da bilinen açık açılı glokom, gözün ön bölümündeki sıvı akımının çok yavaşlaması ve buna bağlı olarak göz içi basıncının (GİB) artmasından kaynaklanır. Açık açılı glokom sıklıkla herhangi bir belirti vermez, bu nedenle belirtiler genellikle hastalık ileri bir evreye ulaşana kadar saptanamaz.

Belirtiler:

  • Hastalar görme fonksiyonlarının %40’ını kaybedene kadar görmeyle ilgili herhangi bir sorun fark etmeyebilir.
  • Hastalık ilerlediğinde, periferik görme (görme alanının yanlarında görme) tünel görme ya da göz noktaları gibi yakınmalar başlayabilmektedir.

Kapalı Açılı Glokom

Akut ya da dar açılı glokom olarak da bilinen kapalı açılı glokom, iris ve kornea arasındaki açının normale göre daha dar olması nedeniyle göz sıvısının drenajının güçleşmesi ve göz basıncında ani artış olmasından kaynaklanır. Kapalı açılı glokom, hipermetroplarda daha yaygındır.

Belirtiler

  • Baş ağrısı
  • Göz ağrısı
  • Bulantı
  • Gece ışıkların etrafında halelerin oluşumu
  • Bulanık görme

Keratokonus

Keratokonus, normalde yuvarlak şekilli olan korneanın (gözün şeffaf tabakası) öne doğru koni şeklinde sivrileşmesidir. İlerleyici ve görmeyi bozan bir hastalıktır, genellikle ergenlik çağında başlar.

Keratokonusun Nedeni Nedir?

Bu hastalığın nedeni, korneadaki enzimlerin dengesizliğidir. Bunun sonucunda “serbest radikaller” denen maddeler korneada oksidatif hasara yol açar. Böylece kornea zayıflar ve öne doğru bel verir.

Bu hastalık için genetik yatkınlık geçerlidir. Bu nedenle aynı ailede birden fazla keratokonus hastasına sıkça rastlanır.

Diğer nedenler arasında; güneşin ultraviyole ışınları, aşırı göz ovalama, göze iyi uymayan kontakt lens kullanımı ve kronik göz iritasyonu yer alır.

Keratokonus Belirtileri Nelerdir?

Keratokonus hastalığı, genellikle her iki gözü de etkiler ve iki göz arasında çok farklı sorunlara neden olabilir. Belirtiler her gözde farklı seyredebilir ve zaman içinde değişiklik gösterir. Erken aşamada, keratokonus belirtileri;

  • Görüşte hafif bulanıklık
  • Düz çizgilerin bükülmüş veya dalgalı görünmesi nedeniyle görmede hafif bozulma
  • Işığa ve parlamaya hassasiyet
  • Gözde kızarıklık veya şişme şeklinde sıralanabilir.

İleri aşamalarda belirtiler daha belirgin hale gelir. İleri aşama keratokonus belirtilerinden bazıları;

  • Görmede bozukluğu ve bulanık görmede artış
  • Miyop veya astigmatizm bulgularında artış ve gözlük gereksinimi
  • Kornea çıkıntı yaptığı için kontakt lenslerin göze uymaması ya da rahatsızlık vermesi şeklindedir.

Keratokonusun erken evreden geç evreye geçişi genellikle yıllar sürer. Fakat bazı insanlarda kötüye gidiş daha hızlı bir şekilde gerçekleşir. Kornea aniden şişebilir ve korneada skarlaşma adı verilen kalıcı sertleşme başlayabilir. Kornea; skar adı verilen bu yara dokusu ortaya çıktığında, yumuşaklığını ve berraklığını kaybeder. Sonuç olarak, görüş daha da bozuk ve bulanık bir hale gelir.

Keratokonus Tanısı Nasıl Konur?

Keratokonus, rutin bir göz muayenesi ile teşhis edilebilir. Göz doktorunuz korneayı inceler ve eğriliğini ölçer. Bu muayene, korneada şekil değişikliği olup olmadığını tespit etmeye yardımcı olur. Göz doktorunuz özel bir bilgisayar kullanarak kornea yüzeyini haritalayabilir. Bu detaylı haritalarda kornea yüzeyinin durumunu net olarak gösterir.

Keratokonus Tedavisi Nasıl Yapılır?

Keratokonus tedavisi, belirtilere ve hastalığın aşamasına bağlıdır. Belirtilerin hafif olduğu erken aşamalarda görmeniz gözlüklerle düzeltilebilir. Daha sonra, görüntünün doğru odaklanmasına yardımcı olmak için özel sert kontakt lensler kullanmanız gerekebilir.

Keratokonus tedavisinde kullanılan diğer yöntemler de vardır. Cerrahi olarak kornea içine küçük kavisli bir cihaz yerleştirilerek korneadaki eğrilik düzeltilmeye çalışılır. Göz doktorunuz korneayı güçlendirmek için özel bir UV ışını ve göz damlası kullanır. Bunu yapmak korneanın düzleşmesine veya sertleşmesine yol açarak, daha da kabarık bir hale gelmesini önlemeye yardımcı olur.

Belirtiler şiddetli olduğunda, doktorunuz kornea nakli önerisinde bulunabilir. Göz nakli ile doktorunuz hastalıklı korneanın tamamını veya bir kısmını sağlıklı donör kornea dokusu ile değiştirir.

Üveit Tedavisi

Üveit Nedir?

Yapı olarak bir topa benzeyen gözün ortasında bulunan jel benzeri maddenin çevresini 3 tabakadan oluşan bir kılıf sarar. En dışta sklera adı verilen beyaz kısım, en içte retina adı verilen ve görmemizi sağlayan kısım ortada da uvea bulunur. Uveanın iltihabına üveit denir. Uvea gözü besleyen damarları bulundurmaktadır. Buranın iltihabı gözün tüm dokularını etkilemektedir. Bu durum görmeyi ciddi şekilde tehdit eden durumlara neden olmaktadır.

 

Üveitin Belirtileri ve Sebepleri Nelerdir?

Işığa karşı hassasiyet, ağrı, gözde kızarıklık, görmenin azalması en önemli belirtilerdir. Çoğu vakada sebep bulunamamaktaysa da bazı hastalarda; virüsler, mantarlar, parazitler ile vücudun diğer kısımlarında bulunan Artritler, Behçet Hastalığı gibi rahatsızlıklar, Enfeksiyonlar (bakteri, virüs, parazit yada mantarlar), göz travması, bağışıklık sistemi hastalıkları, romatizmal hastalıklar, ülseratif kolit gibi rahatsızlıklarında üveite neden olabildiği bilinmektedir. Hastaların yüzde 30-40’ında üveitin nedeni bulunamaz. Bu yüzden çeşitli tahlil ve hastalıkları araştırmak gerekir.

Üveit Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Ne şiddette olursa olsun, üveit acil bir hastalıktır ve hemen tanınması gerekir. Geç kalındığında hastalık ilerler ve göz bebeğinde şekil bozuklukları, katarakt, göz tansiyonu yükselmesi gibi kalıcı yan etkiler bırakabilir.

Bazı hastalıkların tanısı çok tipik görünümü nedeniyle hemen konulabilir. Bu durumda bile, gözün arka bölümünün tutulması söz konusu ise görmenin ne derece tehdit edildiğinin anlaşılması ve tedavinin etkinliğinin izlenmesi için anjiografi, ultrasonografi, ERG gibi ileri teknikler gerekli olabilir. Belirtiler başlayınca göz doktoruna muayene olmanız gerekmektedir; tedavi başladıktan sonra iç hastalıkları ve romatoloji birimi ile ortak araştırma yapılması gerekebilmektedir.

Üveit Tedavisi Nasıldır?

Özellikle steroid ve göz bebeğini büyüten ilaçlar içeren damlalar sıklıkla kullanılmaktadır. Gözde daha derinlerde bulunan enflamasyonlarda sistemik ilaçların kullanılması gerekebilmektedir. Glokom, katarakt, neovaskülarizasyonlar (yeni damarların oluşması) gibi çeşitli komplikasyonlar gelişebilmektedir.

Retina Hastalıkları

Retina gözümüzün arka tarafında en içte yer alan tabakadır. Üzerinde görme hücreleri (koni ve basil) bulunur.Görme olayının %95 lik kısmı, retinanın merkezindeki sarı noktada (makula) oluşur.Özellikle diyabetik retinopati ve makula dejenerasyonu, sarı noktada hasar oluşturabilir.Ortadaki büyük boşluğu jöle kıvamında olan Vitreus tabakası doldurur.

Tanı yöntemleri

  • Göz anjiosu ( FFA ve ICG)
  • OCT

Retina Bölümünde Uygulanan Tedaviler

  • Retina yırtıkları ve dekolmanı tedavisi,
  • Retina hemorajileri (göz içi kanamalar) tedavisi,
  • Travma cerrahisi-göz içi yabancı cisim çıkarımı,
  • Göz içi iltihapları ve üveit tedavisi.

Diyabetik Göz Hastalığı

Diyabet (şeker hastalığı), gözde en çok hasara yol açan sistemik hastalıktır. Toplumda körlüklerin en önemli nedenidir. En fazla hasarı da retina tabakasında yapar (diyabetik retinopati). Bununla birlikte katarakt, göz kuruluğu ve glokom oluşumunu kolaylaştırır. Diyabetik retinopati tanısında göz anjiyosu (FFA) ve Optik Kohorens Tomografi (OCT) gibi modern aletler kullanılmaktadır. Zamanında yapılan müdahale ile tedavi edilebilir ve körlükler büyük oranda engellenir.

Tedavisinde; Argon lazer tedavisi en önemli tedavidir. Görme merkezinde ödem geliştiği durumlarda Göz İçi İlaç Uygulamaları yapılmaktadır. İlerleyen durumlarda Vitreoretinal cerrahi ameliyatları yapılmaktadır.

Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı)

Sarı noktada yaşa bağlı hasar oluşumudur.45 yaş üzerindeki insanlarda körlüğün en sık nedenidir. Makula altında meydana gelen damar yumağı  göz içine özel ilaç uygulaması ile tedavi edilebilir. Tedaviden önce, göz anjiyografileri (FFA, ICGA) ve OCT ile hastalığın tipi, damar yumağının büyüklüğü ve evresi belirlenmelidir. Gereken hastalarda Fotodinamik Tedavi (PDT) de yapılabilir.

Vitreoretinal Cerrahi (Vitrektomi Ameliyatı)

Retina dekolmanı ve yırtıkları, göz içi kanamaları, göz içi yabancı cisimler ve göz içi iltihapların tedavisinde kullanılan bir mikro cerrahi yöntemidir. Özellikle ileri dönem şeker hastalığında hastaların görmelerine tekrar kavuşmalarına yardımcıdır. Göze 3 adet yaklaşık 1 mm lik delik açılarak yapılır. Ameliyat sonrası gözün içine hastalığın durumuna göre sıvı, gaz yada silikon konulur. Çoğunlukla dikiş kullanılmaz.

Göz Kapağı Bozuklukları

Göz kapaklarınız gözlerinizi korumanıza yardımcı olur. Kırptığınızda, göz kapaklarınız gözlerinizin üzerinde nemi yayar. Yanıp sönme aynı zamanda kir veya diğer parçacıkları göz yüzeyinden çekmeye yardımcı olur. Gözlerinize doğru bir şey gelirken göz kapaklarınızı kapatmanız onları yaralanmaya karşı koruyabilir. Vücudunuzun diğer birçok parçası gibi, göz kapaklarınız enfekte olabilir, iltihaplanabilir ve hatta kanser olabilir. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere özel göz kapağı problemleri vardır:

  • Açılan veya çıkan göz kapakları.
  • Sarkan göz kapakları.
  • Anormal yanıp sönme veya seğirme.

Göz kapağı problemlerinin tedavisi nedene bağlıdır.

Giriş

Göz kapağı bozuklukları vizyonunuzu ve günlük yaşamınızı etkileyebilir. Bu sağlık bilgisi, göz kapağı rahatsızlıklarını açıklar. Ayrıca göz kapaklarının önemini, ortak göz kapağı hastalıklarının semptomlarını ve tedavi seçeneklerini tartışır.

Göz kapakları

Gözdeki bir bez tarafından yapılan gözyaşları, net görüş ve genel göz sağlığı için gereklidir. Gözyaşlarını gözlerinizi kırptığınızda gözyaşlarını nemli tutar. Gözyaşları ayrıca gözü bakterilerden ve diğer mikroplardan korur. Tahrişi ve enfeksiyonları önlemek için tozu ve döküntüleri temizler. Gözlerinize doğru bir şey gelirken göz kapaklarınızı kapatmanız onları yaralanmaya karşı koruyabilir. Bazı kaslar göz kapaklarının kapatılmasından ve açılmasından sorumludur. Ayrıca yüz ifadeleri için de kullanılırlar. Bu kaslar:

  • Gözü saran yörünge kısmı.
  • Göz kapaklarının derisinin altında bulunan palpebral kısım.

Genel Belirtiler

Göz kapaklarınızı etkileyen hastalıklar kötü görmeye neden olabilir. Ayrıca, bir bilgisayar ekranına bakmak veya okumak gibi günlük aktiviteler yapmanızı zorlaştırabilir. Göz kapaklarını etkileyen durumlar şunlara neden olabilir:

  • Anormal yanıp sönme veya seğirme.
  • Sarkan göz kapakları.
  • Açılan veya çıkan göz kapakları.

Göz kapaklarını etkileyen yaygın hastalık belirtileri şunlardır:

  • Yanma veya batma.
  • Göz kuruluğu veya kaşıntı.
  • Kızarıklığı.
  • Ağrı veya iltihap.
  • Kirpiklerde oluşan kabuklar.
  • Gözü veya bulanık görüşü hareket ettirememe.
  • Işığa duyarlılık.
  • Yırtılma.

Bazen, göz kapağı hastalıkları başka bir durumun belirtisidir. Örneğin, göz kapağı sarkması aşağıdakilerin sonucu olabilir:

  • Beyin tümörü veya kanser.
  • Şeker hastalığı.
  • İnme.

Bir hafta sonra iyileşmeyen göz kapağı sorunlarınız varsa veya yaşıyorsanız, sağlık uzmanınıza danışın:

  • Göz kapağı üzerinde şekil veya rengini değiştirebilecek sıra dışı bir çil, şiş veya büyüme.
  • Deşarj.
  • Göz kapağında sarkma, şişme veya tamamen kapanma.

Blefarospazm

Blefarospazm yaygın bir göz kapağı hastalığıdır. Göz kapağının yanıp sönen spazmları olmasına neden olur. Spazmlar genellikle gün boyunca olur ve bir kişi uyurken değil. Blefarospazm, bir distoni, hareket bozukluğu şeklidir.

Sürekli göz kapağı kapanması, seğirmesi veya tekrarlayan hareketlerle sonuçlanan kas kasılmalarına neden olur. Bu, bir kişinin görme yeteneğini etkileyebilir. Blefarospazm belirtileri yavaş başlar. Yanıp sönme sıklığı, özellikle göz tahriş edildiğinde, zaman içerisinde sıklıkla artar. Sonunda göz kapakları uzun süre kapalı kalabilir. Günlük yaşam büyük ölçüde etkilenebilir. Blefarospazm hem erkek hem de kadınlarda olur. En sık orta yaşlı veya yaşlı kadınlarda görülür. Tedavisi şunları içerebilir:

  • Kasları gevşeten ve spazmları durduran botulinum toksin enjeksiyonları.
  • İlaçlar
  • Göz kaslarından biri veya derin beyin stimülasyonu ameliyatı.

Blefarospazm, çevredeki kaslara kötüleşebilir veya genişleyebilir. Yıllarca aynı kalabilir. Nadiren, durum aniden kendiliğinden düzelebilir.

Blefarit

Blefarit, göz kapaklarının dış kenarlarının kirpiklere yakın iltihaplanmasıdır. Bu, göz kapaklarının yanındaki bezler tarafından çok fazla yağ yapıldığında meydana gelir. Blefaritin diğer olası nedenleri arasında şunlar vardır:

  • Bakteriyel göz enfeksiyonları.
  • Akne rosacea gibi bazı cilt koşulları.
  • Kuru gözler.

Blefarit aşağıdaki belirtilere neden olabilir:

  • Yanma hissi.
  • Bulanık görme.
  • Köpüklü gözyaşları.
  • Kırmızı ve şiş göz kapakları.

Yönetilmesi zor olabilir. Bunun nedeni, durumun tedavi edildikten sonra sıklıkla geri gelmesidir. Blefarit tedavisi, aşağıdakileri içeren ev bakımına odaklanır:

  • Özel bir diyet ve besin takviyeleri.
  • İyi hijyen.
  • Gözlerin çevresini temiz bir bez veya pamuklu çubukla ovun.
  • Sıcaklığı, kabukları gevşetmek için sıkıştırır.

Antibiyotik merhem de reçete edilebilir. Bu, blefaritise neden olan bakterilerden kurtulmanıza yardımcı olabilir. Steroid göz damlası veya yapay gözyaşı da kullanılabilir. Bunlar iltihaplanmayı kontrol etmeye ve kuru gözleri rahatlatmaya yardımcı olur.

Kanser

Göz kapağını veya göz kapağı cildini etkileyen problemler kanserden kaynaklanabilir. Kanser hücrelerinizde başlar, vücudunuzun yapı taşlarıdır. Normalde, vücudunuz ihtiyaç duyduğunuz gibi ölen eski hücrelerin yerine yeni hücreler oluşturur. Bazen bu süreç yanlış gider ve bir tümör oluşur. Eğer bir tümör kanser ise, tümördeki hücreler vücuttaki diğer dokuları istila edebilir. Kanser hücreleri, vücudun farklı bölgelerine kan damarları ve lenf kanalları yoluyla yayılabilir. Göz kapağını etkileyebilecek kanser türleri şunlardır:

  • Bazal hücreli karsinom.
  • Skuamöz hücre karsinoması.
  • Sebasöz bez karsinomu.
  • Malign melanom.

Kötü huylu veya kanserli göz kapağı tümörleri göz kapağının yapısına zarar verebilir. Kirpiklerinizi kaybetmenize de neden olabilirler. Göz kapaklarını etkileyen kanserlerin tedavisi şunları içerebilir:

  • Radyasyon tedavisi.
  • Fotodinamik terapi.
  • Biyolojik terapi.

Diğer Göz Kapağı Bozuklukları

Göz kapaklarını etkileyebilecek başka birçok koşul vardır. Bu bölümde ek ortak göz kapağı hastalıkları tartışılmaktadır. Göz doğru şekilde yırtılmazsa kuru göz oluşur. Tedavi edilmeyen kuru göz, iltihaplanma, göz ağrısı veya korneada izlere neden olabilir. Ayrıca görme kaybına neden olabilir. Ancak bu genellikle kalıcı değildir. Kuru göz bazı ilaçların yan etkisi olabilir. Ayrıca göz kapaklarındaki veya çevresindeki cilt hastalıkları ve göz kapaklarındaki bezleri etkileyen hastalıklardan da kaynaklanabilir. Yapay gözyaşı, jel ve merhemler kuru veya iltihaplı gözleri tedavi etmek için tezgahta mevcuttur.

Kuru gözleri önlemeye yardımcı olmak için tozu ve diğer parçacıkları filtrelemek için iç mekan hava temizleyici kullanın. Bir nemlendirici, havaya nem ekleyerek de yardımcı olabilir. Bakteriyel enfeksiyonlar gözü etkileyebilir. Örneğin, arpacıkları kırmızıdır, göz kapağında oluşan hassas yumrular. Bunlar, göz kapağının yağ bezlerinin bakteriyel bir enfeksiyonundan kaynaklanır. Hordeola göz kapağı altında gerçekleşen şişliklerdir. Bunlar yaygındır ve stafilokok enfeksiyonundan kaynaklanır. Bir göz kapağı enfeksiyonunun iyileşmesi 2 haftadan uzun sürerse, antibiyotikler genellikle tedavi edebilir.

Anti-enflamatuar ilaçlar, göz kapağı şişmesini tedavi edebilir. İlaçlar da gözyaşı üretimini artırabilir ve korneaya zarar gelmesini önleyebilir. Yaşlandıkça, göz kapaklarınız gerilir. Göz kapaklarınızı destekleyen doku yapıları ve kaslar zayıflar. Cilt sarkmaya başlayabilir. Bu sarkık göz kapaklarına neden olabilir. Blefaroplasti olarak da bilinen göz kapağı ameliyatı, sarkık göz kapaklarının onarımı için bir prosedürdür. Aşırı cilt, kas ve yağları giderir. Göz kapaklarını sarkarken veya sarkarken düşünebilirsiniz:

  • Gözlerin tamamen açılmasını önleyin.
  • Vizyonunuzu bozun.
  • Alt göz kapaklarınızı aşağı çekin.

 

Göz Kapağı Estetiği

Paylaş
Share on facebook
Share on twitter
Share on linkedin
Share on whatsapp
Share on email

Küçük dokunuşlar, büyük farklar ...
Aklında tut; Meme Estetiği, Botoks Enjeksiyonu, Çene Estetiği, Dudak ve Yüz Dolgusu, Karın Sıkılaştırma, Kozmetik Cerrahi, Burun Estetiği, Kol Germe, Göz Altı Morlukları gibi küçük dokunuşlar yaşam kalitenizde büyük farklılıklar yaratır.

Doktorunuza Sor..

Formu doldurun ve neyle ilgilendiğinizi bize bildirin.
Turkey Istanbul Medical Logo

Mükemmelliğe kendimizi adadık

Hastalarımıza tedavi için ihtiyaç duydukları bilgileri ve faydalı tıbbi tavsiyeleri veriyoruz ve gerekli işlemleri yürütmede kararlar alıyoruz, Ameliyat olsun ya da olmasın. Sertifikalı doktorlarımız hastalarımıza hizmet vermeye adamıştır.

MON-FRI10:00 – 20:00
Saturday10:00 – 17:00
Sunday12:00 – 17:00

TIM LLC .Licence No: A – 7042
Inonu Mh. Cumhuriyet Cd. No : 105/1 
Şişli / ISTANBUL / TURKEY