Serotonin Sendromu
Serotonin Sendromu, vücuda kaldırabileceğinden fazla serotonin alınması ile gerçekleşen ve hayati tehlikeye dahi neden olabilen bir ataktır. Serotinin, beyin ve vücuttaki bütün sinir hücreleri arasında veri alışverişini sağlayan bir kimyasaldır. Sinir sistemi için büyük önem taşıyan bir faktördür.
Vücutta yeteri kadar serotonin bulunmaması durumunda depresyon belirtileri görülmeye başlar. Aşırı halsizlik, mutsuzluk, içe kapanıklık gibi belirtiler görülür. Vücuda aşırı miktarda serotonin yüklenmesi durumunda ise depresyon belirtilerinin aksi görülür.
Kişide aşırı sinir aktivitesi görülür. Bu nedenle serotonin, denge düzeni en hassas olan ve bu hassaslığı muhafaza etmek gereken bir vücut salgısıdır.
Serotonin Sendromunun Belirtileri Nelerdir?
Beyindeki sinirsel nöronlara doğrudan ulaşan ve etki eden bir bileşen olması nedeniyle serotonin fazlalığının belirtileri genellikle kısa sürede kendisini belli eder. Bazı bünyelerde serotonin artışına sebep olan eylem gerçekleştikten 1 saat sonra belirtiler görülmeye başlanır. Ortaya çıkan belirtiler, müdahale edilmemesi durumunda kontrolden çıkarak artmaya devam eder. Bazı bünyelerde ise bu zaman dilimi daha uzun olabilir ancak müdahalenin gecikmesi sonucu meydana gelecek değişimler aynı noktaya varacaktır. Serotonin sendromu, özellikle aşırı dozda artışlarda kendiliğinden geçmesi zor olan bir rahatsızlıktır. Sendroma neden olan ilaçların tüketilmesinin ardından en kısa sürede ilaçlarla birlikte uzman bir doktora görünmek, hayati risklerin oluşmasını engelleyecektir. Hastalığın başlıca belirtileri şöyledir:
- Tedirgin ve gergin ruh hali
- Bilinç bulanıklığı
- Göz bebeklerinde genişleme
- Vücut ısısında yaşanan değişimler
- Tansiyon düşmesi / yükselmesi
- Mide bulantısı
- Kalp atış ritminde olağanüstü artış
- İshal
- Kaslarda seyirmeler ve kas koordinasyonunun kontrolden çıkması
- Fazla terleme
- Tüylerin ürpermesi ve titreme
- Baş ağrısı
Serotonin sendromunun ilk aşama belirtileri bu şekildedir. Serotonin miktarını etkileyebilecek ilaçlarlardan herhangi birisinin tüketilmesinin ardından belirgin olarak yukarıdaki değişimler görülmüşse kısa süre içinde bir tedavi merkezine başvurulmalıdır. Aksi halde hastalık, hayati tehlike oluşturabilecek daha şiddetli bir sürece yönelebilir.
Hastalığın, beklenenden daha tehlikeli olduğunu gösteren belirtiler şöyledir:
- Nöbet geçirme
- Vücudun ateş seviyesinde aşırı artış
- Kilo kaybı
- Kalp atış ritminde düzensizlik
Serotonin Sendromunun Nedenleri Nelerdir?
- Vücutta serotonin dengesini sağlamaya yönelik olarak kullanılan antidepresan türündeki ilaçların yanlış kullanılması sendroma neden olabilmektedir. Söz konusu ilaçlar, depresyon geçiren kişilerin bünyesindeki serotonin eksikliğini gidermek ve sinir sistemindeki tahribatı önermek amacıyla kullanıldığı için serotonin bakımından zengin bir yapıdadır.
- Bu ilaçların tüketiminde doz ayarlaması uzman doktor tarafından gerçekleştirilir ve hastaların belirlenen doz programından kesinlikle sapmaması istenir. Programın dışına çıkılıp fazla miktarda doz alındığında ya da doktorun hastaya verdiği ilaç haricinde içeriğinde yine serotonin bulunan başka bir ilaç daha tüketildiğinde serotonin sendromu gerçekleşebilir.
- Antidepresan türündeki ilaçların birbirine etki etme riski oldukça fazladır. Bu yüzden yan etkileri birbirleriyle çakışabilecek ilaçları kullanmaktan kaçınılmalıdır.
- Serotonin dengesizliğine yol açan başka bir durum ise antidepresan ilaçların dozu arttırılırken yanlış ayarlanan tüketim miktarıdır. Özellikle depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlara yeni başlayan hastalarda doz artımı ne kadar hızlı olursa tedavinin o kadar çabuk gerçekleşeceği algısı vardır.
- İçerisinde bulunduğu psikolojik durumdan dolayı hastanın bir an önce sağlığına kavuşmak istemesi doğaldır. Ancak tedavi sürecinin bu şekilde işlemediği kesindir.
- Zira serotonin B12 vitamini gibi vücutta depolanabilen bir unsur değildir. Vücuda tek seferde aşırı miktarda serotonin yüklemesi yapmak, bu serotoninlerin ilgili birimde dopolanıp ihtiyaç oldukça kullanılacağı anlamına gelmez. Bu yüzden serotonin sendromuna neden olmamak için doz artımında doktorun belirlediği programa uymak gerekir.