Site icon Turkey Istanbul Medical

Kulak Hastalıkları

ear-diseases

Kulak Çınlaması (Tinnitus)

Tıptaki adı tinnitus olan kulak çınlaması ; kişilerin yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürebilen bir durumdur.  Kulak çınlaması nedenleri cızırtı, uğultu, su gürültüsüne benzer sesler duyma şeklinde tarif edilir. Neredeyse kişilerin %10’u hayatlarının bir döneminde kulak çınlama sorunu ile karşılaşabilmektedir.

Kulak çınlaması zaman zaman ya da sürekli olabilmektedir. Sesin tınısı kalın veya çok ince olabilir, tek kulağı ya da her ikisini birden etkileyebilir. Çınlama sürekli olduğunda bu kişiyi çok rahatsız edebilir.

Hatta bu rahatsızlık kişilerin normal hayatlarını etkileyecek boyuta kadar çıkabilir.

Kulak çınlaması esas olarak objektif ve subjektif olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Objektif tinnitus; sadece hasta kişinin değil de başkalarının da bu sesleri duyduğu durumdur.

Subjektif tinnitus; ise seslerin sadece hasta tarafından algılanmasıdır.

Kulak Çınlamasının Nedenleri Nelerdir?

Kulak çınlamasının birçok olası nedeni vardır. Bu nedenler çoğunlukla basit ve iyi huylu nedenler olabildiği gibi daha ciddi sorunlar da olabilir. Sık karşılaşılan nedenler şöyle sıralanabilir;

Kulak çınlamasının en sık karşılaşılan nedenlerinden biri; iç kulakta yer alan işitme sinirlerinde meydana gelen hasardır. Bu durum özellikle ilerlemiş yaşta ortaya çıkmaktadır.

Kulak Çınlaması Tedavisi

Genellikle kulak çınlaması vakalarında özel bir tedavi yoktur. Kulak çınlamasını tedavi etmek için, ilk olarak semptomlarınızla ilişkilendirilebilecek altta yatan tedavi edilebilir durumlar tespit edilmeye çalışılır. Kulak çınlaması bir sağlık durumundan kaynaklanıyorsa, doktorunuz gürültüyü azaltabilecek adımlar atabilir. Bunun içinde bazı röntgen filmleri ve denge testlerine ihtiyaç duyulabilir. Ancak tüm testlere rağmen kulak çınlamasının nedeni bulunamayabilmektedir.

Kulak çınlamasının tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da bulunmaktadır. Bu ilaçlar, rahatlama sağlamakla beraber tamamen tedavi için yeterli olmayabilmektedir. Çoğu insan kulak çınlamasına alışır ve onunla yaşamayı öğrenir. Üzerinde durmak yerine göz ardı etmek de kulak çınlamasında rahatlama sağlayabilir.

Orta Kulak İltihabı

Orta kulak; çekiç, örs ve üzengi olarak adlandırılan küçük kemik yapıları içerisinde bulunduran, kulak zarı ile dış kulak yolundan ayrılan, östaki borusu adı verilen dar bir açıklık ile burnun arkasına ve boğaza açılan yapıdır. Östaki borusu, insan vücudunda çift olarak bulunan bir kanaldır. Orta kulak içerisindeki hava basıncının düzenlenmesi, havanın yenilenmesi ve salgıların temizlenmesinde önemli rol oynar. Orta kulak iltihabında rolü olabilecek bir diğer ilişkili yapı adenoidlerdir. Adenoidler, burnun arka üst kısmında bulunan, bağışıklık sisteminin aktivitesinde önemli rol oynadığı düşünülen vücutta yine çift olarak bulunan bir yapıdır. Östaki tüplerinin buruna ve boğaza açıklığının yakınında bulunması ve enfeksiyonu durumunda östaki tüpünde tıkanıklığa neden olabilmesi dolayısıyla orta kulağın sağlığı açısından önemli bir yere sahiptir.

Orta Kulak İltihabı Neden Olur?

Orta kulak iltihabı, bakterilerin veya virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Enfeksiyon genellikle; soğuk algınlığı, grip, alerji gibi burun kanallarının, boğazın ve östaki borularının şişmesiyle seyreden hastalıklar sonucunda ortaya çıkar.

Orta Kulak İltihabının Belirtileri Nelerdir?

Üst solunum yolu enfeksiyonlarının daha çok karşılaşıldığı sonbahar ve kış aylarında, orta kulak iltihabının görülme sıklığı da artmaktadır. Hastalık her yaşta görülebilmesine rağmen çocukluk döneminde daha çok ortaya ortaya çıkmakta ve 3 yaşından küçük çocukların %80’inden fazlasının en az bir kez orta kulak iltihabı yaşadığı biliniyor

Çocuklarda Orta Kulak İltihabı Belirtileri:

Yetişkinlerde Orta Kulak İltihabı Belirtileri:

Orta Kulak İltihabının Tanısı Nasıl Konulur?

Orta kulak iltihabının tanısı, sıklıkla hasta hikayesi ve hekimin fizik muayenesi ile konulur. Kulak fizik muayenesinde kulak içi yapıların görülmesi için otoskop adı verilen ışıklı enstrümanlar kullanılır. Hekimin orta kulakta sıvı birikimi ve enfeksiyon bulgularını tespit etmesiyle tanı konulur.

Orta Kulak İltihabı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Orta kulak iltihabı tedavisinde yaşa ve belirtilerin şiddetine göre farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Belirtilerin tedavisine yönelik hastaların yaşadığı kulak ağrısı için ılık, nemli bir bezin ağrıyan bölgeye konulması ve ağrı kesici ilaçların kullanılması hekiminiz tarafından önerilebilir. Enfeksiyona yönelik antibiyotik tedavisi hekiminiz tarafından hastalığın seyrine göre değerlendirilecektir. Antibiyotik tedavisi reçetelendiyse tedavinizi hekiminizin yönlendirdiği şekilde tedavinizin sonuna kadar kullanmanız iyileşme için büyük önem taşımaktadır.

Çocuklarda sık tekrarlayan orta kulak iltihabına yönelik kulak zarı üzerinde açıklık oluşturularak, bu açıklık üzerine yerleştirilen kulak tüpleri ile sıvı birikiminin önlenmesi bir diğer tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.

Kronik orta kulak iltihabının tedavisi: Mukozal kronik ortakulak iltihaplarında kulak akıntısında öncelikle topikal damlalar kullanılır, esas tedavi cerrahidir timpanoplasti yapılır, bazan mastoidektomi de ilave edilebilir. Tercihan kuru bir kulakta operasyon yapılmasında fayda vardır, fakat bu şart değildir, akıntı medikal tedaviye rağmen devam ediyorsa cerrahi tedaviye geçilebilir.  Kolesteatom’lu kronik ortakulak iltihaplarının tedavisi ise cerrahidir.

Dış Kulak İltihabı

Dış kulak iltihabı, kulağın dış kulak yolu olarak adlandırılan bölümünde ortaya çıkan iltihabi durumdur. Dış kulak yolu kulak kepçesi ile kulak zarı arasında bulunur. Bu enfeksiyon türü tıp literatüründe otitis externa olarak bilinir. Yüzücülerde sık görüldüğü için yüzücü kulağı olarak da adlandırılan rahatsızlığın en yaygın nedeni, kulak kanalı cildini istila eden bakterilerdir. Belirtiler hastalığın derecesine göre hafiften şiddetliye doğru değişir. Hafif vakalarda kulakta kaşıntı, berrak kokusuz akıntı gibi belirtiler görülür. Tedavide iltihap nedenine göre farklı içeriklere sahip damlalar kullanılır.

Dış Kulak İltihabı Nedir?

Dış kulak iltihabı ya da otitis externa, kulak kepçesi ile kulak zarı arasındaki tüp olan dış kulak kanalının iltihaplanması durumudur. Genellikle “yüzücü kulağı” olarak adlandırılır; çünkü suya tekrar tekrar maruz kalmak kulak kanalını iltihaplanmaya karşı daha savunmasız hale getirir.

Dış kulak iltihabı belirtileri nelerdir?

Dış kulak iltihabında görülen belirtiler genellikle başlangıçta hafiftir. Ancak enfeksiyon tedavi edilmezse veya başka alanlara yayılırsa daha ciddi belirtilerle karşılaşılabilir. Genellikle hastalığın derecesine göre hafif, orta ve ileri evre şeklinde sınıflandırır.

Hafif Dereceli İltihapta Görülen Belirti ve Bulgular

Orta Dereceli İltihapta Görülen Belirti Ve Bulgular

İleri Evrede Görülebilen Belirti ve Bulgular

Yüz, boyun veya kulak çevresine yayılan şiddetli ağrı

Dış Kulak İltihabı Nedenleri

Dış kulak iltihabına neden olan ana faktör nem maruziyetidir. Yüzme, çok sık banyo yapmak veya çok sık duş almak dış kulak enfeksiyonuna neden olabilir. Kulak kanalının içinde kalan su, bakterilerin üremesi için uygun bir ortam oluşturur. Otitis eksterna en sık enfeksiyonlar nedeniyle gelişir. Enfeksiyonlar bazen mantar ya da virüs kaynaklı olmasına rağmen en sık olarak su ya da toprakta bulunan bakteriler tarafından oluşturulur. Fakat enfeksiyonlar dışında çeşitli bulaşıcı olmayan sistemik veya lokal cilt rahatsızlıkları ile de ilişkili olabilir. En sık rastlanan dış kulak iltihabı nedenleri arasında aşağıdakiler sayılabilir;

Dış Kulak İltihabı İçin Risk Faktörleri Nelerdir?

Dış Kulak İltihabı Nasıl Teşhis Edilir?

Genellikle hastanın şikâyetleri ve kulak muayenesi ile dış kulak iltihabı aile hekimi tarafından kolay bir şekilde teşhis edilebilir. Enfeksiyon ileri bir aşamadaysa veya dirençliyse bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından daha fazla değerlendirmeye ihtiyaç duyulabilir.

Kulak zarınızın hasar görmesi veya yırtılması durumunda aile hekimi hastayı bir kulak, burun ve boğaz uzmanına (KBB) yönlendirir. KBB uzmanı enfeksiyonun orta kulak kaynaklı olup olmadığını belirlemek için orta kulağın durumunu inceler. Bu kulak muayenesi önemlidir; çünkü dış kulak iltihabında uygulanan tedaviler orta kulak için uygun değildir.

Dış Kulak İltihabı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tedavide amaç enfeksiyonu durdurmak ve kulak kanalının iyileşmesini sağlamaktır. Tedavide çeşitli kulak damlaları kullanılır. Dış kulak yolunun temizlenmesi, kullanılan damlanın tüm alanlara ulaşabilmesine yardımcı olmak için gereklidir. Bu amaçla kulaktaki akıntılar, kulak kiri birikintileri ve diğer kalıntıları temizlemek için bir vakum cihazı veya kulak küreti kullanılır. Çoğu olguda iltihabın türüne ve ciddiyetine bağlı olarak, tedavi için aşağıdaki bileşenlerin kombinasyonunu içeren kulak damlaları kullanılır:

Bunlara ek olarak kulak ağrısı için ağrı kesici ilaçlar reçete edilebilir. Kulakta cilt altı irin toplanması varsa steril bir iğne ile delinerek boşaltılması gerekebilir.

Kolesteatom

Kolesteatom Nedir?

Kulak zarının gerisinde, orta kulakta anormal cilt büyümesi olarak tanımlanmaktadır. Kulak zarı cildi tekrarlayan iltihaplar nedeniyle içeri doğru kıvrılarak büyümeye başlar. Kist ve kese oluşturan kolesteatomlarda cilt derisi, bu kist ve kesenin içerisinde kıvrılarak karpotu gibi genişler. Kolesteatom zamanla büyüyen yapılardır. Kolesteatomun büyümesi durumunda orta kulağı çevreleyen kemik yapılarının hasara uğraması söz konusu olur. Kolesteatomun büyümeye devam etmesi durumunda işitme kaybı, baş dönmesi ve nadir olarak yüz felci gibi sağlık sorunları görülebilir.

Kolesteatom, uzun yıllar belirti vermeden ilerleme gösterebilir. Kolesteatom içeriğini oluşturan yapılar iyi huylu tümörler olsalar dahi tıpkı kötü huylu tümörler gibi kemik yapılarını eritebilecek iltihabi yapılardır. Kolesteatomlar kesinlikle ihmal edilmemesi gereken ciddi oluşumlardır. İhmal edilen ve tedavi edilmeyen kolesteatomlar iltihabın yayılmasına ve ciddi sağlık sorunlarının oluşmasına neden olabilir. Tedavi edilmeyen kolesteatomlar ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği gibi ölümle de sonuçlanabilir.

Kolesteatom Neden Olur?

Kolesteatom sık tekrarlayan kulak enfeksiyonu ve östaki tüpünün fonksiyonunun yetersiz olması durumunda meydana gelmektedir. Östaki borusu orta kulağın havalanmasını sağlamaktadır. Östaki tüpü ise orta kulak basıncını dengelemek için genizden hava geçişini sağlamaktadır. Alerji, soğuk algınlığı ve sinüzit gibi durumlarda östaki borusu fonksiyonunu yerine getiremez ve vakum (negatif basınç) oluşur. İltihaplanma nedeniyle incelen kulak zarı bu vakumlanma ile içeri doğru çekilir. Oluşan bu kese içinde kolesteatom adı verilen cilt büyümesi başlar.

Kolesteatom Belirtileri Nelerdir?

Kolesteatomun belirtileri başlangıçta hafiftir. Ancak kistin büyümesiyle birlikte belirtiler ağırlaşmaya ve şiddetlenmeye başlar. Kolesteatomun belirtilerinin başında kokulu deşarj akıntı görülmektedir. Aynı zamanda kulak içi basıncın artması ile rahatsızlıklar artış göstermekle birlikte sağırlığa yol açabilir. Kistin büyümesiyle birlikte yüz de etkilenmeye başlar. Yüzün etkilenmeye başlaması durumunda yüz kaslarının zayıflaması veya yüz felci gibi sorunlar kaçınılmaz olabilir. Büyüyen kist baş dönmelerine neden olmaktadır.

Kolesteatom Tedavisi

Kolesteatom tedavisine başlanmadan öncelikle kulağın iyice temizlenmesi sağlanmalıdır. Kulağın temizlenmesiyle birlikte antibiyotik ve damla tedavisi uygulanmalıdır. Böylece iltihabın azaltılması sağlanırken aynı zamanda yayılmasının da önüne geçilmektedir. Bu sırada kolesteatomun büyüklüğü ve derecesi belirlenir. Büyük ve risk taşıyan kolesteatom vakalarında cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi müdahaleler genel anestezi altında yapılırken kolesteatomun çıkarılması ve sağlıklı bir kulak yapısı ameliyatın amacıdır. Ameliyatın diğer amacı ise işitmenin iyileştirilerek kalitesinin arttırılmasıdır. Ancak çok ilerlemiş kolesteatom vakalarında işitme tamamen düzeltilmeyebilir. Kolesteatom ameliyatı hastanın doktora başvurduğu gün yapılabilir ve hasta aynı gün taburcu edilebilir. Ancak kolesteatomun derecesine bağlı olarak hastanın hastanede gözetim altında tutularak serum ve antibiyotik tedavisi uygulanması gerekebilir

Vertigo (Baş Dönmesi)

Vertigo; Latince “dönmek” fiilinden gelir ve denge sisteminde yaşanan bir sorun nedeniyle meydana gelen baş dönmesidir. Vertigo’yu hastalar, etrafın kendi çevresinde veya kendisinin etraftakilerin çevresinde dönmesi olarak tarif ederler. Eğer dönme olmadan, sadece bir sersemlik varsa, bunu Vertigo’dan çok dizziness (sersemlik) olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.

Vertigo, hastaların günlük aktivitelerini kâbusa çevirebilecek, hastayı yatağa düşürüp gözlerini dahi açamayacağı ağrılar yaşatabilecek kadar şiddetli olabileceği gibi sadece zaman zaman bir kayma hissine ve bir göz kararmasına da neden olabilen bir rahatsızlıktır.

Vertigo tanısında kullanılan bazı yöntemler şunlardır:

Vertigo’nun tedavisinde ise: ilaç tedavisi, Semont, Epley ve Log Roll (barbekü) manevrası tedavisinin yanında cerrahi tedaviler de uygulanır.

Vertigo’ya neden olan hastalıklar nelerdir?

Vertigo, oluşma kaynağına göre Periferal ve Santral Vertigo olarak ikiye ayrılır.

  1. Periferal Vertigo

Periferal Vertigo’nun nedeni, iç kulak veya vestibüler organlarda meydana gelen bozukluktur.

İç kulak kaynaklı Vertigo’nun en önemli sebepleri şu hastalıklardır:

Vestibüler sinirden kaynaklanan nedenler ise:

İç kulağı etkileyen soğuk ve travma gibi durumlar ve bazı antibiyotik türleri de bu tür Vertigo’ya neden olabilir.

  1. Santral Vertigo

Santral Vertigo ise beyinde bulunan denge merkezlerindeki sorundan kaynaklanır. Duruma; konuşma bozuklukları, çift görme, yutma bozukluğu gibi bulgular eşlik eder. Şiddetli denge bozukluğu sık görülür.

Vertigo Tanısı Nasıl Konur?

Vertigo tanısında, hastalık öyküsü çok önemlidir. Vertigo; bir hastalık değil, hastalık belirtisi olduğundan doktorunuz yaşadığınız baş dönmesinin özelliğine göre size tanı koyacaktır.

Vertigo Nasıl Tedavi Edilir?

Hastaya Vertigo teşhisi konulduktan sonra sebebe yönelik özel tedavi planlanmalıdır. Vertigo tedavisinde KBB, nöroloji, dâhiliye, fizik tedavi değerlendirmeleri gerekebilir. Önerilen tedavi, konulan teşhis ile ilişkili olacaktır. Yılda en az bir kez kontrol muayenesinin yapılması ve ilaçların düzenli kullanımı önerilmektedir.

Tedavi, doktorunuzun muayene sırasında yaptıracağı basit bazı hareketlerden, cerrahi tedaviye uzanan geniş bir yelpazeyi kapsar.

Kulak Zarında Delinme

Kulak zarı, kulak kanalının içinde bulunan dış kulak yolu ile orta kulağı ayıran ince bir zardır ve insan duyu organın çok önemli bir bileşenidir. Kulak zarı delinmesi bu ince zarın yırtılması yada delinmesi sonucunda oluşur. Kulak zarında delinme olduğunda işitme yetisi azalır ve bazen kulaktan dışarıya doğru akıntı olur. Yırtılma ile birlikte kulaklarda uğultu ve çınlama sesi hissedilebilir ancak genellikle ağrı oluşmaz. Kulak zarı delinmesi, gök gürültüsüne benzer bir duyumun ardından aniden gerçekleşebilir. Bazı durumlarda kulaklarınızda keskin bir ağrı hissedebilir ve bu ağrı aniden ortadan kaybolabilir.

Kulak Zarı Delinmesinin Nedenleri

Günlük yaşamdaki çeşitli faaliyetler, kulakta basınç değişikliğine ve zar delinmesine neden olabil-mektedir. Barotravma olarak bilinen bu durum, kulak içerisindeki basıncın dışarıdaki ile farklı olmasından kaynaklanmaktadır.

Kulak zarı delinmesine neden olabilecek durumlar;

Kulak Zarı Delinmesinin Tedavisi

Genel olarak kulak zarındaki delinmeler vücut tarafından hızla onarılır. Bu onarım yetişkinlerde de, çocuklarda da aynı hızdadır.  Altı hafta içerisinde kendiliğinden kapanmayan kulak zarı deliklerine cerrahi müdahale gerekebilir.

Tedavisi ihmal edilen delik kulak zarları orta kulakta iltihabına ve buna bağlı kronik rahatsızlıklara, işitme kaybına yol açabilir.

İlaç tedavisi ve kâğıt kapama ile yama yöntemi uygulanmış (deliğin tamamen kapanması için 3- 4 defa yama tatbiki gerekebilir), ancak buna rağmen kapanmamış kulak zarlarının tedavisinde farklı cerrahi yöntemlerle müdahale yapılabilir. Bu yöntemlerin ortak noktası;  delinmenin iyileşmesi amacıyla zarın bir doku ile kapatılmasıdır. Bu işleme “miringoplasti” adı verilir.

Kulak Zarı Delik Ve/Veya Tedavin Aşamasındaki Kişilerin Dikkat Etmesi Gerekenler

Orta Kulakta Sıvı Birikmesi

Orta Kulakta Sıvı Birikimi Nedir?

Normalde orta kulakta az miktarda sıvı üretilir. Bu sıvı genellikle kulaktan, orta kulağı burnun arkasına bağlayan östaki borusundan akar.

Orta kulakta sıvı birikimi, kulak zarı arkasındaki alanda sıvı biriktiğinde ortaya çıkar. Bu sıvı çocuklarda sorunlara neden olabilir. Bu durum genellikle ağrıya neden olmaz. En sık kulak enfeksiyonundan (otitis media) sonra meydana gelir, ancak önceki bir enfeksiyon olmadan da olabilir. Kendi kendine iyileşme eğilimindedir, ancak çocuğunuzun belirli belirtileri varsa, o zaman bir doktora görünmeniz gerekecektir.

Orta Kulakta Sıvı Birikmesi Ve Risk Faktörleri

Nedenleri şunlardır:

Çocukların yaklaşık % 10’unda enfeksiyon bulaştıktan 3 ay sonra kulakta sıvı kalır.

Risk faktörleri şunları içerir:

Orta Kulakta Sıvı Birikmesi Belirtileri

Çocuğunuzun belirli semptomları varsa, doktor tarafından muayene edilmesi gerekir. Belirtiler şunları içerir:

Orta Kulakta Sıvı Birikmesi Tedavisi

Bu durum en sık 4-6 hafta içinde kendi kendine düzelir. Çocuğunuzun ayrıca bir üst solunum yolu enfeksiyonu olmadıkça, antibiyotiklere gerek yoktur.

Durum 2 veya 3 aydan uzun sürerse, çocuğunuzun kulaklarına tüp takılması gerekebilir. Bu işlem genel anestezi altında yapılır. Bir cerrah, sıvı tahliyesine yardımcı olmak için kulak zarı içine küçük bir drenaj tüpü yerleştirir.

Çoğu zaman kulaklardaki sıvı kendiliğinden geçer. Çocuğunuz büyüdükçe, östaki borusu da büyür; bu, sıvının kulaktan akacak daha fazla alana sahip olacağı anlamına gelir.

Otoskleroz (İç kulak kireçlenmesi)

İç kulak kireçlenmesi olarak bilinen otoskleroz hastalığı işitme kaybının sık görülen nedenlerinden birisidir. Otoskleroz hastalığında, üzengi kemikçiğinin iç kulak ile komşu olduğu duvarda yapısal kireçlenme sonucu katılaşma olur ve üzengi kemiğinde hareket kısıtlanması meydana gelir. Buna bağlı olarak ses dalgaları iç kulak sıvılarına yeterli düzeyde iletilemez ve iletim tipi denilen işitme kaybı meydana gelir. Bu durumda iç kulak sağlamdır. Yalnızca sesler iletilememektedir. Ancak hastalığın ilerleyen dönemlerinde bu kireçlenme iç kulak duvarını da etkileyebilmektedir ve sinirsel tip işitme kaybı da oluşabilmektedir. Otoskleroz genetik geçişli bir hastalık olabilir.

Otoskleroz Belirtileri Nelerdir?

Otosklerozun temel belirtisi, tek kulağı ya da her iki kulağı birden etkileyebilen ve yavaş ilerleyen işitme kaybıdır. İşitme kaybının boyutu kireçlenmenin şiddeti ile değişebilir. Hastalık genellikle 15 – 45 yaş aralığında görülür. Kadınlarda erkeklere göre daha sıktır. Hamilelik sırasında hastalık hızlı bir ilerleme devresine girebilir. İşitme azlığı yanında hastalarda çınlama, baş dönmesi ve denge problemleri de görülebilmektedir.

Otoskleroz Tanısı Nasıl Konur?

Otoskleroz tanısında fizik muayene normaldir; yani kulak zarı normal olarak görülmektedir.  Hastalığın tanısı için işitme testi yapılması gerekmektedir. Bu test ile işitme kaybının derecesi, nereden kaynaklandığı ön görülebilir. Görüntüleme yöntemleri (tomografi ya da manyetik rezonans) otoskleroz hastalığını göstermez ama diğer kulak hastalıklarını ayırt etmek için tercih edilebilir. Otoskleroz hastaların genel sağlığını etkilemez ve çoğu zaman tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Otosklerozda Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Otoskleroz ön tanısı konulan hastalarda, hastalığın şiddeti ve hastanın tercihlerine göre tedavi planı yapılmaktadır. Yeni başlayan ve klinik olarak kişiyi çok fazla etkilemeyen durumlarda hasta işitme testleriyle takip edilebilir. İşitme kaybı sosyal yaşantısını etkileyen hastalar için, ameliyat ya da işitme cihazları ile rehabilitasyon tercih edilebilir. Bunların dışında hastalığın ilerlemesini yavaşlatan sodyum florür gibi bazı ilaç tedavileri de mevcuttur ancak bu ilaçlar çok tercih edilen tedavi yöntemi değildir.

Otoskleroz Ameliyatı Nedir?

Hastalığın ameliyat ile tedavisinde ‘eksploratif timpanotomi’ denilen yöntem tercih edilir. Ameliyat sırasında, orta kulak ve kemikçikler kulak zarının arkasından gözlemlenir. Ameliyat sırasında üzengi kemiğinin hareketi bir alet yardımı ile kontrol edilir. Hareketi kısıtlanmış olarak tespit edilirse otoskleroz hastalığının aslında kesin tanısı da konmuş olur.  Ameliyat sırasında “stapedotomi/stapedektomi” tekniği ile hareketi kısıtlanan üzengi kemiği çıkartılarak, örs kemiği ile iç kulak arasına ses dalgalarını iletecek bir protez (Teflon veya metal) konulmaktadır.

Ameliyatın komplikasyonları oldukça azdır. Ameliyattan sonra birkaç gün baş dönmesi olabilmektedir ancak bu geçici bir durumdur. İşitme kaybının devam etmesi ya da daha da kötüleşmesi olabilir.

İşitme Sorunları

Dış dünyayı algılamamızdaki en önemli araçlardan biri olan işitme duyumuzda bazen doğuştan, bazen ise sonradan oluşan rahatsızlıklar nedeniyle sorunlar yaşanabiliyor. Özellikle gelişimin en hızlı olduğu çocukluk döneminde, işitmeye dair bir sorunun varlığı, çocuğun sosyal yaşantısını ve öğrenme yetisini olumsuz etkilemektedir.

İşitme Kaybının Sebepleri Nelerdir?

İşitme kayıplarının şiddeti, hafiften kalıcıya doğru değişmektedir. Bazı işitme sorunları muayene ile teşhis edilirken, bazıları için çok sayıda test gerekebilir.

İşitme kayıpları genel olarak 3’e ayrılır:

Kulağın bölümlerine göre işitme kaybı nedenleri şunlardır:

Dış Kulak: Dış kulakta bulunan kulak kiri, yabancı cisim, kulak kepçesi yokluğu ya da doğuştan şekil bozukluğu, dış kulak yolunun doğuştan kapalı olması ya da kulak şeklinde bozukluk, dış kulak iltihabı ya da tümör

Orta Kulak: Orta kulakta iltihap, basınç düşüklüğü, orta kulak kireçlenmesi, orta kulakta yer alan tümörler, yırtılmış ya da delinmiş kulak zarı

İç Kulak: Yaşlılığa, yüksek gürültüye maruz kalmaya bağlı olarak kokleadaki işitme sinirleri zarar görebilir. Kalıtım, kişiyi bu değişikliklere daha yatkın hale getirebilir. Bu tür bir işitme kaybı, kalıcı işitme kaybı olarak da bilinir. Ayrıca iç kulak iltihabı, Meniere, işitme sinirinde bulunan tümörler de işitme kaybına neden olabilir.

İşitme Kaybına Neden Olan Risk Faktörleri Nelerdir?

Yaş: Seslere uzun süre maruz kalmak, işitme sinirlerini yıpratır. Bu durum da işitme kaybı riskini artırır.

Genetik Miras: Genetik yatkınlığınız işitme kaybı yaşama olasılığınızı artırır.

Meslek: Gürültülü ortamlarda (fabrika, inşaat alanı gibi) çalışan kişiler, yüksek sese uzun sure maruz kaldıkları için işitme sorunlarıyla karşılaşabilirler.

Bazı İlaçlar: Antibiyotikler ve kemoterapide kullanılan bazı ilaçlar, iç kulakta hasar yaratabilir. Aşırı dozda alınan aspirin, ağrı kesici, diüretik gibi ilaçlar, kulak çınlaması ya da işitme kaybı gibi geçici olarak yaşanan işitme sorunlarına neden olabilir.

Bazı Hastalıklar: Yüksek ateş görülen menenjit gibi hastalıklar, kokleayı zedeleyerek işitme kaybına neden olabilir.

İşitme Kaybının Belirtileri Nelerdir?

İşitme kaybının belirtileri her zaman çok belirgin olmadığı için kişiler genelde bu sorunu göz ardı etme eğilimindedirler. Bu nedenle birçok kişi işitme kaybı ilerlemeden doktora gitmez. Oysaki sorun ne kadar önce tespit ve tedavi edilirse, daha ileri derecelere varacak işitme kayıpları o kadar erken önlenebilir ve kişiye doğru tedavi uygulanabilir.

İşitme kaybının belirti ve bulguları şunlardır:

İşitme Kaybı Tanısı Nasıl Konur?

İşitme kaybı sebebini belirlemek için KBB uzmanı ilk olarak kulağı muayene edecek ve dış kulak ya da zarda problem olup olmadığına bakacaktır. Kulak zarının görünümünden orta kulağın nasıl bir durumda olduğu anlaşılacaktır. Eğer bu muayenede bir sorun görülmezse, işitme kaybının iç kulaktan kaynaklandığı düşünülür ve odyometri başta olmak üzere birçok test yapılır.

Odyometri, yani işitme ölçümünde, işitme kaybının tipi, derecesi ve frekansı belirlenir. Orta kulak basıncını ölçmek için timpanometri, kulak kemikçiklerindeki kireçlenmeyi ölçümlemek için stapes refleksi, özellikle iç kulakla ilgili işitme kaybının nedenini belirlemek için bilgisayarlı tomografi (BT) veya (MR) testi gerekebilir.

İşitme Sorunları Nasıl Tedavi Edilir?

İşitme sorunlarının tedavisi, sorunun nedenine ve şiddetine göre değişmektedir. Tedavi seçenekleri şöyledir:

Kulak Kirini Temizletmek: Kulak kirinin birikimiyle oluşan kulak tıkanması, tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Doktorunuz tedavi için kulak kirini yumuşatarak çıkarabilir.

İşitme Cihazları: İşitme kaybı, iç kulakta oluşan hasar nedeniyle meydana geldiyse işitme cihazları sesleri daha güçlü ve kolay şekilde duymayı sağlayabilir. İşitme cihazlarının yapısı kişinin ihtiyacına göre değişir.

Koklear İmplant: Koklear İmplant, iç kulakta meydana gelen sorunları gidermeye yarayan tıbbi bir cihazdır. İşitme cihazları, sesin şiddetini yükseltirken; koklerar implant, beyne ses sinyallerini göndermede problem yaşayan kokleanın görevlerini yerine getirir. İşitme sinirini uyarır ve beyin tarafından ses olarak algılanır.

İşitme Kaybının Kişide Yarattığı Psikolojik Etkiler Nelerdir?

İşitme kaybının, kişilerin yaşam kalitesi üzerinde önemli etkisi vardır. Örneğin işitme kaybı olan yaşlı yetişkinlerde sıkça görülen sorunlar şunlardır:

Exit mobile version