Site icon Turkey Istanbul Medical

Kapalı alan korkusu (Klostrofobi)

Claustrophobia

Kapalı alan korkusu (Klostrofobi) nedir ve nasıl düzelir ?

Kapalı alan korkusuna ne denir sorusu merak edilen konular arasında bulunuyor. Kapalı alan korkusu günümüzde oldukça sık rastlanılan bir durumdur. Kapalı alanda kalan bir kişi bu durumda panik yapıp korkabilir. Bu durumun belli belirtileri vardır. Nefes alış verişi hızlanan kişiler strese girebilir.

KAPALI ALAN KORKUSUNA NE DENİR?

İnsanların birçoğu çeşitli nedenlerden dolayı bazı korkularla hayatını sürdürmektedirler. Bahsettiğimiz korkulardan biri de kapalı alan korkusu (klostrofobi). Kapalı alan korkusu günümüzde en çok karşılaşılan durumlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Klostrofobi, geçmişten getirilen bir korkunun zamanla ortaya çıkarabileceği gibi, bir olay karşısında verilen tepkiye bağlı olarak da meydana gelebilmektedir. Çocukken yapılan bir hata sonucu kişinin kendini suçlaması ve baskı ile klostrofobi oluşumu, çocuklukta kilitli kalmış olma, cezalandırılma duygusu, mükemmeliyetçi kişilikler klostrofobi nedenleridir.

KLOSTROFOBİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kişi kapalı alana girdiğinde ellerinde ve ayaklarında kilitlenme yaşayıp panik atak nöbeti geçirebilir.
Kapalı ortamda olmaktan sıkıldığı anda kişi dışarı çıkmak isteyecektir. Eğer dışarı çıkmazsa boğuluyormuş gibi bir hisse kapılır.
Kişi kapalı bir alana girdiğinde nefesinin sıkıştığını, bir süre sonra ise nefes alamadığını fark edebilir.
Kapalı alanda duvarların üzerine geldiğini, kısılıp kaldığını hissedebilir ve bunun sonucunda da ağlama, bulunduğu ortamdan çıkma hissi yaşar.

Kapalı alan korkusu yaşayan bireylerin en çok yakındığı problemlerin başında; asansöre binme sorunu, kapısı kapalı odalarda uyku problemi, dar alanlarda kalamama vs. bulunuyor. Bu sorunları yaşayanlar için herhangi bir sağlık sorunundan dolayı MR makinesine girmek veya bir tünelde uzun süre kalmak çok büyük sıkıntıdır çünkü klostrofobi sorunu yaşayanlar o durumlarda kendilerini tabut içerisinde veya yerin altında hissederler.

Sağlığı için MR’a girmek zorunda olan birey ancak ilaç enjekte edilerek tedavisi yapılabilir. Mağaralar, alçak tavanlı evler, metro, kalabalık yerlerin klostrofobik hadiselerin yaşanmasına neden olabildiği görülmektedir. Bu sorunu yaşayan kişiler; nefes darlığı, baş dönmesi, ölüm korkusu yaşarlar ve bunun ileri boyutu panik atağa ulaşır.

KLOSTROFOBİ NEDEN ORTAYA ÇIKAR?

Kapalı mekan korkusunu ortaya çıkaran olgu, kişinin kendisini çaresiz ve korunmasız hissetmesidir. Kişi bulunduğu kapalı ortamdan hiçbir zaman çıkamayacağını ve kimsenin kendisine yardımcı olamayacağı düşüncesine kapılır. Araştırmalar psikolojik olarak ortaya çıkan bu hadisenin biyolojik nedenlerinin olduğunu da ortaya çıkardı. İnsan beyninde duyguları yönlendiren bölümün kapalı alan korkusu yaşayan bireylerde daha küçük olduğu saptanmıştır.

Ayrıca bazı ailelerde bunun genetik bir problem olarak ortaya çıktığı belirtilmektedir. Küçük yaşlardan itibaren yaşanan boğulma tehlikesi atlatmak, bir yerde sıkışmak, karanlık bir yerde kilitli kalmak, çukura düşmek vs. gibi sorunlar kapalı alan korkusunun gelişmesine neden olabilmektedir.

KLOSTROFOBİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İlk olarak tüm psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi klostrofobide de hastanın kendini hastalığına inandırması ve yaşayacağı sıkıntıların farkına varması sağlanmalıdır. Sonrasında ise 2 tür tedavi yaygın olarak uygulanır:

İLAÇ TEDAVİSİ

İlaç tedavisi son aşama olarak görülebilir. Eğer hasta panik atakları sık aralıklarla geçiriyorsa ve bu ataklar yüzünden hayatın günlük işleyişine ayak uyduramaz hale geldiyse ilaç tedavisine kontrollü bir şekilde başlanmalıdır. Psikolojik kökenli rahatsızlıkların tedavisi için kullanılan ilaçların risklerinin fazla olması göz önüne alınmalı ve buna göre doktor kontrolünde kullanılması sağlanmalıdır.

KORKUNUN ÜZERİNE GİTME

Bu yöntem alışma olarak da adlandırılabilir ve yalnızca klostrofobisi ilerlememiş kişilerde, kesinlikle uzman kontrolünde uygulanmalıdır. Kişi asansöre binmekten çekiniyorsa öncelikle bunu kabul etmesi ve bunu yenebilmesi için alıştırma yapması sağlanır.

Hastaya egzersiz niteliğinde görevler verilir. Örneğin bir tünelden geçmesi, belirtilen bir ortamda bir süre kalması gibi. Hasta bu görevleri bir anda uygulayamaz ya da kısa sürelerle uygular, ama zamanla tamamen yapabilir hale gelir. Bundan sonra ise gerekirse ikinci görev verilir; eğer doktor hastanın asansöre binme işlemini tamamlayabileceğini düşünüyorsa, ikinci göreve gerek duymadan kendi kontrolünde asansöre binmesini sağlar.

Exit mobile version