Site icon Turkey Istanbul Medical

HPV (İnsan Papilloma Virüsü) Nedir?

HPV

HPV (İnsan Papilloma Virüsü) Nedir?

HPV (İnsan Papilloma Virüsü) cinsel yolla bulaşan bir virüstür. Bu HPV virüsleri deri ve mukoza zarlarını etkileyen birden fazla virüs türünden oluşan bir ailedir. HPV’nin çeşitli varyasyonları vardır ve bazıları enfeksiyonlara sebep olabilirken bazıları hiçbir semptom gelişmesine neden olmaz.

En yaygın belirtisi genital bölgede veya anüs çevresinde oluşan siğillerdir. Bununla birlikte, çoğu HPV enfeksiyonu sessizdir ve kişi hiçbir belirti veya semptom yaşamaz.

HPV’nin bazı tipleri kansere neden olabilir. Kadınlarda serviks (rahim ağzı) kanserine ve erkeklerde penis, anüs ve boğaz kanserine yol açabilir. Erken teşhis ve tedavi edilmediğinde bu kanserler ciddi olabilir.

HPV enfeksiyonlarından korunmanın en iyi yolu cinsel aktivitenin sınırlanması ve prezervatif kullanımıdır. Ancak bu kesin bir koruma sağlamaz. Genç erkek ve kadınlar için HPV aşısı mevcuttur ve cinsel aktivite öncesi aşılama önerilmektedir.

HPV cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında yaygın bir virüstür .

Ve sağlıklı cinsel ilişki ve düzenli tarama ile bu enfeksiyonun önlenmesi veya erken teşhisi mümkündür.

HPV Tipleri Nelerdir?

HPV tipleri, vücutta neden oldukları etkiler açısından düşük riskli ve yüksek riskli olmak üzere iki ana grupta incelenir.

Düşük riskli tipler çoğunlukla genital siğil gibi iyi huylu lezyonlara neden olurken, yüksek riskli HPV tipleri bazı kanser türlerinin gelişiminde önemli rol oynar.

Özellikle HPV 16 ve HPV 18, rahim ağzı kanseri vakalarının büyük çoğunluğundan sorumludur. Bunların yanı sıra HPV 31, 33, 45, 52 ve 58 gibi tipler de kansere yol açabilen yüksek riskli grupta yer alır. HPV’nin tipi, kişinin taşıdığı risk düzeyini belirlemede kritik öneme sahiptir.

HPV tipleri şunlardır:

HPV 6 ve 11:

Genital siğillerin en yaygın nedenidir. Düşük riskli kabul edilir ve kansere yol açma olasılığı düşüktür.

HPV 16 ve 18:

Rahim ağzı kanseri ve diğer genital kanserlerle en çok ilişkilendirilen yüksek riskli HPV tipleridir. Kanser öncesi hücresel değişimlere neden olabilirler.

HPV 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58, 59, 68:

Yüksek risk grubundadır. Rahim ağzı kanseri dışında, anüs, penis, vajina, vulva ve ağız-boğaz bölgesi kanserlerinde de etkili olabilirler.

HPV 26, 53, 66, 67, 70, 73, 82:

Orta derecede risk taşıyan tiplerdir. Kanser gelişimiyle doğrudan ilişkili olmasa da bazı durumlarda izlenebilir.

HPV 40, 42, 43, 44, 54, 61, 72, 81:

Düşük riskli kabul edilir. Genital bölgede siğil ve hafif lezyonlara neden olabilirler, kansere dönüşme olasılıkları oldukça düşüktür.

HPV’nin hangi tipine sahip olunduğunun bilinmesi, kişinin takibinde ve gerekli önlemlerin planlanmasında önemli rol oynar. Gerekli durumlarda uzman kontrolü ve düzenli tarama testleri ile bu risk yönetilebilir.

HPV Nasıl Bulaşır?

HPV’nin en yaygın bulaşma yolu cinsel temastır. Virüs, enfekte kişinin cilt veya mukozasıyla doğrudan temas sonucunda partnerine geçer. Vajinal, anal veya oral cinsel ilişki sırasında HPV kolayca bulaşabilir.

Tam bir birleşme olmasa bile yakın cilt teması, sürtünme gibi davranışlar da virüsün geçmesine yeterli olabilir. HPV enfeksiyonu taşıyan biri, herhangi bir belirti göstermese bile virüsü partnerine bulaştırabilir.

HPV, vücut dışında uzun süre canlı kalamayan bir virüstür; bu nedenle ortak kullanılan eşyalar veya yüzeyler üzerinden bulaşma ihtimali düşüktür. Yine de nadiren de olsa, enfekte genital bölgeye temas etmiş havlu, iç çamaşırı gibi kişisel eşyaların ortak kullanımıyla virüsün geçebileceği düşünülmektedir.

Umumi tuvalet veya hamam gibi nemli ortamlarda, hijyen koşulları yetersizse teorik olarak bulaş riski olsa da bu oldukça ender görülen bir durumdur.

Anne adaylarında aktif HPV enfeksiyonu varsa, doğum sırasında bebeğe bulaşma ihtimali vardır. Özellikle annenin doğum kanalında aktif genital siğiller (HPV 6 veya 11 nedeniyle) bulunuyorsa, normal doğum esnasında bebek HPV ile karşılaşabilir. Bu durum, bebekte nadir de olsa gırtlak bölgesinde siğil oluşumuna (Juvenil Laringeal Papillomatozis) yol açabilir.

Bu nedenle, gebelikte aktif genital HPV enfeksiyonu tespit edilen bazı vakalarda doktorlar sezaryen doğumu önerebilmektedir.

HPV Belirtileri Nelerdir?

HPV (İnsan Papilloma Virüsü) enfeksiyonu, çoğu zaman belirti vermeden ilerlese de bazı durumlarda çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. En yaygın belirtisi siğiller olsa da, virüsün türüne ve enfekte olan bölgeye bağlı olarak farklı semptomlar görülebilir.

HPV belirtileri şunlardır;

Kadınlarda Görülen HPV Belirtileri

Kadınlarda HPV enfeksiyonları çoğu zaman belirti göstermeden ilerler. Ancak bazı durumlarda, vulva, vajina, rahim ağzı veya anüs çevresinde siğiller oluşabilir. Bu siğiller tekli veya çoklu, düz ya da karnabahar görünümlü olabilir ve boyutları kişiden kişiye değişiklik gösterebilir; bazen çok küçük olanlar gözle zor seçilirken, bazıları daha büyük ve fark edilir şekilde ortaya çıkabilir.

Kadınlarda HPV enfeksiyonu bazen gözle görünebilir bir belirti oluşturmaz. Ancak düzenli jinekolojik kontroller sırasında saptanan anormal hücre değişiklikleri, önemli bir uyarı olabilir. Özellikle Pap smear testi sayesinde, rahim ağzında kadınlarda HPV’ye bağlı olarak gelişen hücresel değişiklikler erken evrede tespit edilebilir.

Yüksek riskli HPV tipleri genellikle belirgin bir fiziksel şikayete yol açmaz; bu nedenle, herhangi bir belirti olmasa bile düzenli olarak tarama yaptırmak kadın sağlığı açısından büyük önem taşır.

Düzenli sağlık kontrolleri sayesinde, kadınlarda HPV enfeksiyonu hem erken saptanabilir hem de olası komplikasyonların önüne geçilebilir. Siğil gibi belirtiler gözlemlendiğinde veya Pap smear testinde anormal sonuçlar ortaya çıktığında, zaman kaybetmeden bir sağlık profesyoneline danışmak gerekir.

Erkeklerde Görülen HPV Belirtileri

Erkeklerde HPV enfeksiyonları çoğunlukla herhangi bir belirti göstermeden ilerler ve vücut tarafından kendiliğinden temizlenebilir. Ancak, virüs vücutta kalıcı hale geldiğinde en sık karşılaşılan belirti, penis, skrotum (testis torbası), anüs çevresi veya nadiren boğazda gelişen siğillerdir. Bu siğiller tekli ya da çoklu olabilir ve bazen düz, kabarık ya da karnabahar benzeri bir görünüme sahip olabilirler. Ağız ve boğaz gibi bölgelerde de nadiren siğil veya lezyonlar görülebilir.

Erkeklerde HPV için rutin bir tarama testi bulunmamaktadır. Bu nedenle, genital bölgede ya da anüs çevresinde herhangi bir siğil, cilt değişikliği veya olağandışı lezyon fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir. Çünkü yüksek riskli HPV tipleri, uzun süre belirti vermeden vücutta kalabilir ve ilerleyen dönemde hücresel değişikliklere neden olarak penis kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Erken teşhis ve düzenli sağlık kontrolleri sayesinde, olası komplikasyonlar önlenebilir ve virüsün yayılması engellenebilir. Özellikle belirti fark edilmeyen erkeklerde HPV enfeksiyonlarının tespit edilmesi zor olduğundan, ciltte veya mukozada şüpheli değişiklikler görüldüğünde mutlaka uzmana danışılması gerekmektedir.

Çocuklarda Görülen HPV Belirtileri

Çocuklarda HPV doğum sırasında anneden bebeğe geçebilir. Veya cilt teması yoluyla bulaşabilir. Çocuklarda el, ayak veya yüz bölgesinde görülen siğiller ortaya çıkabilir. Bu siğiller çoğu hastada ağrısızdır ve tedaviyle ortadan kaldırılabilir. Nadir durumlarda solunum yollarında papillomatozis adı verilen bir durum meydana gelir. Bu durumda ses kısıklığı veya nefes alma güçlüğü gibi semptomlar görülebilir.

HPV Enfeksiyonun Yayılımını Artıran Faktörler Nelerdir?

HPV enfeksiyonu sonrası hiçbir müdahale gerektirmeden 1 yıl içerisinde yüzde 80 hastada, 2 yıl içerisinde de yüzde 90 hastada enfeksiyon ortadan kalkmaktadır.

Bu hastaların yüzde 8-9’unda enfeksiyon 2 yıldan uzun süre sebat etmektedir ve tüm hastaların yüzde 1’inden azında yıllar içerisinde invaziv rahim ağzı kanseri oluşmaktadır.

HPV enfeksiyonundan rahim ağzı kanserine kadar geçen süre genellikle on yıllarla ifade edilir. Ancak çok nadir durumlarda daha kısa sürede de kanser gelişme ihtimali bulunmaktadır.

HPV enfeksiyonunun kendiliğinden gerilemesini engelleyen ve yayılımına neden olan faktörler şunlardır:

Cinsel Aktiviteler:

HPV’nin en yaygın bulaşma yolu cinsel temastır. Çok sayıda cinsel partneri olan veya erken yaşta cinsel ilişkiye başlayan kişilerde risk daha yüksektir.

Korunmasız cinsel ilişki, HPV bulaşma riskini önemli ölçüde artırır.

Bağışıklık Sistemi:

Bağışıklık sisteminin zayıf olması, vücudun HPV’ye karşı direncinin azalmasına ve enfeksiyonun yayılmasına neden olabilir.

HIV/AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar veya immünosupresif ilaç kullanımı riski artırır.

Sigara Kullanımı:

Sigara, bağışıklık sistemini zayıflatarak HPV enfeksiyonuna karşı direnci azaltır.

HPV ile ilişkili kanserlerin riskini de artırır.

Diğer Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar:

Diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların varlığı, HPV bulaşma riskini artırabilir ve enfeksiyonun yayılmasını kolaylaştırabilir.

Yaşam Tarzı Faktörleri:

Yorgunluk, stres, yetersiz beslenme gibi yaşam tarzı faktörleri, bağışıklık sistemini zayıflatarak HPV enfeksiyonuna karşı direnci düşürebilir.

Hormonal Durumlar:

Hamilelik gibi hormonal değişikliklerin yaşandığı dönemlerde, bağışıklık sistemi zayıfladığından HPV enfeksiyonu daha kolay yayılabilir.

Kişisel Hijyen:

Kişisel hijyen eksikliği, bazı durumlarda dolaylı yollar ile HPV bulaşma riskini arttırabilir.

Kanser Tedavileri ve Steroid İlaç Kullanımı:

Kanser tedavileri, kemoterapi ve radyoterapi, bağışıklık sistemini zayıflatır.

Steroid türü ilaçların uzun süre kullanılması bağışıklık sistemini zayıflatır.

HPV ile İlişkili Kanserler Nelerdir?

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri:

HPV’nin neden olduğu en yaygın kanser türüdür.

Serviks kanserlerinin %99’undan fazlası HPV enfeksiyonuna bağlıdır.

Düzenli smear (PAP) testleri ve HPV taramaları, erken teşhis için hayati önemdedir.

Vajina Kanseri:

Kadınlarda nadir görülür.

Özellikle vajinanın üst kısmında gelişir.

Çoğu vaka yüksek riskli HPV türlerine bağlıdır.

Vulva Kanseri:

Kadın dış genital bölgesinde ortaya çıkar.

Genellikle yaşlı kadınlarda görülse de HPV pozitif olan genç kadınlarda da gelişebilir.

Penis Kanseri:

Nadir görülür ama vakaların önemli bir kısmı HPV ile ilişkilidir.

Genellikle sünnetsiz erkeklerde daha yüksek risk görülür.

Anal (Makat) Kanseri:

Kadın ve erkeklerde görülebilir.

Özellikle anal seks yapan bireylerde ve HIV pozitif kişilerde risk daha yüksektir.

Anal kanser vakalarının %90’ı HPV enfeksiyonuna bağlıdır.

Ağız-Boğaz ve Baş-Boyun Kanserleri:

(Oral, orofaringeal, bademcik, dil kökü vb.)

Oral seks yoluyla HPV bulaşabilir.

HPV pozitif orofaringeal kanserler giderek artmaktadır.

Erkeklerde bu tip kanserler daha yaygındır.

HPV Tanısı Nasıl Konur?

HPV tanısı, fiziksel muayene, Pap smear testi, HPV testi, kolposkopi ve biyopsi yöntemleri ile konulur. Enfeksiyon, çoğu zaman belirti göstermediği için düzenli kontroller çok önemlidir.

Fiziksel Muayene:

Jinekoloji hekiminiz, genital bölgede siğil veya anormal lezyon olup olmadığını kontrol eder. Siğil görülmesi halinde bu, HPV’nin bir işareti olabilir.

Pap Smear Testi:

Kadınlarda rahim ağzı kanseri taraması için yapılan bir testtir. Rahim ağzından alınan hücre örnekleri laboratuvarda incelenir. Testle, anormal hücre değişikliklerini tespit edebilir.

HPV Testi:

Virüsün varlığını ve türünü belirlemek için kullanılır. Genellikle Pap smear testi ile birlikte veya anormal Pap smear sonuçları durumunda yapılır. Yüksek riskli virüs tiplerini tespit etmede etkilidir.

Kolposkopi:

Rahim ağzının büyütülmüş bir görüntüsünü elde etmek için kullanılan bir yöntemdir. Anormal alanların daha iyi görülmesini ve biyopsi alınmasını sağlar.

Biyopsi:

Anormal görünen doku örneğinin alınarak mikroskop altında incelenmesidir. Kesin tanı için kullanılır.

HPV Nasıl Tedavi Edilir?

HPV (İnsan Papilloma Virüsü) enfeksiyonunun doğrudan bir antiviral tedavisi bulunmamaktadır. Ancak, HPV’nin neden olduğu siğiller ve lezyonlar tedavi edilebilir ve rahim ağzı kanseri gibi ciddi komplikasyonların önlenmesi için tarama ve takip önemlidir.

Siğil Tedavisi:

Topikal İlaçlar:

Doktor tarafından reçete edilen kremler veya solüsyonlar siğillerin küçülmesine veya kaybolmasına yardımcı olabilir.

Kriyoterapi (Dondurma):

Sıvı nitrojen ile siğiller dondurularak yok edilir.

Elektrokoter (Yakma):

Elektrik akımı kullanılarak siğiller yakılır.

Lazer Tedavisi:

Lazer ışığı ile siğiller yok edilir.

Cerrahi Çıkarma:

Büyük veya dirençli siğiller cerrahi olarak çıkarılabilir.

Rahim Ağzı Kanseri Önleme ve Tedavisi:

Pap Smear Testi:

Rahim ağzı hücrelerindeki anormal değişiklikleri tespit etmek için düzenli olarak yapılır.

Kolposkopi:

Anormal Pap smear sonuçları olan kadınlarda rahim ağzını daha yakından incelemek için kullanılan bir prosedürdür.

Biyopsi:

Şüpheli lezyonlardan doku örneği alınarak laboratuvar ortamında incelenir.

LEEP (Loop Elektrokoter Eksizyon Prosedürü):

Anormal hücreleri çıkarmak için elektrikle ısıtılan ince bir tel halka kullanılır.

Konizasyon:

Rahim ağzından koni şeklinde doku çıkarılması işlemidir.

Kanser Tedavisi:

Rahim ağzı kanseri teşhis edilirse, cerrahi, radyoterapi veya kemoterapi gibi kanser tedavileri uygulanır.

HPV Aşısı Nedir? Ve Kimlere Uygulanır?

HPV aşısı, HPV enfeksiyonuna karşı koruyuculuk sağlayan ve virüsün belirli yüksek riskli tiplerine karşı bağışıklık kazandıran bir aşıdır. Bu aşı, HPV’nin en sık kansere yol açan tiplerini (örneğin 16 ve 18) ve ayrıca siğillere neden olan tiplerini (6 ve 11) içerebilir. Ülkemizde ve dünyada kullanılan birkaç farklı HPV aşısı türü vardır (ikili, dörtlü veya dokuzlu aşı gibi), ancak hepsinin amacı HPV’ye bağlı kanser ve siğil gelişimini önlemektir.

HPV Aşısı Türleri Nelerdir?

  1. Gardasil 4 (Quadrivalent):

Koruma sağladığı tipler:

HPV 6, 11, 16, 18

Hem siğil hem de kanser tiplerine karşı korur.

  1. Gardasil 9 (Nonavalent):

Koruma sağladığı tipler:

HPV 6, 11, 16, 18, 31, 33, 45, 52, 58

En kapsamlı aşıdır. En çok tercih edilen aşıdır.

  1. Cervarix:

Koruma sağladığı tipler:

HPV 16, 18

Sadece kansere karşı koruma sağlar. Siğillere karşı korumaz.

Bazı ülkelerde artık pek kullanılmaz.

HPV aşısının uygulanması için önerilen gruplar ve yaş aralıkları şöyledir:

Ergenlik Dönemi (9-14 Yaş Arası):

Dünya Sağlık Örgütü ve birçok ülkenin sağlık otoritesi, HPV aşısının ideal olarak 9-14 yaş arasındaki çocuklara (kız ve erkek) uygulanmasını önermektedir. Bu yaş aralığında bağışıklık sistemi gençtir ve cevap güçlüdür. Ayrıca genellikle cinsel aktivitenin başlamasından önce bu aşı yapıldığında, kişi virüsle tanışmadan koruma sağlanmış olur. Bu yaş grubunda aşı 2 doz şeklinde uygulanabilir (ilk dozdan 6 ay sonra ikinci doz).

Genç Yetişkinler (15-26 Yaş Arası):

Eğer ergenlik döneminde aşı yapılmamışsa, 26 yaşına kadar kadın ve erkeklerin HPV aşısı olmaları önerilir. Bu yaş grubunda bağışıklığın tam oluşması için aşı 3 doz halinde uygulanır (0, 2. ay ve 6. ay gibi bir takvimle). Kişi cinsel olarak aktif olsa bile, henüz karşılaşmadığı HPV tiplerine karşı aşı yine koruma sağlayabilir. Bu nedenle 26 yaş altındaki herkesin aşıyı yaptırması önemlidir.

27-45 Yaş Arası Yetişkinler:

26 yaşı geçtiği halde HPV aşısı olmamış bazı kişiler de aşıdan fayda görebilir. Özellikle birden fazla cinsel partneri olan veya HPV’ye maruz kalma riski yüksek kişilerde, 45 yaşına kadar aşı uygulanabilir. Bu yaş grubunda aşının etkinliği gençlere göre biraz daha düşük olsa da, yine de koruyucu etki sağlayabilir. 27-45 yaş arasında aşı kararı, kişinin risk faktörleri ve doktorun değerlendirmesiyle bireysel olarak alınır.

HPV aşısı, hem kız çocuklarına hem erkek çocuklarına önerilmektedir. Başlangıçta aşı programları daha çok kız çocuklarını hedef almışsa da, erkeklerin aşılanması hem onları HPV’nin yol açabileceği penis, anüs ve orofarinks kanserlerinden korur, hem de toplumda virüs dolaşımını azaltarak kadınları dolaylı olarak korur.

Aşı, genellikle kol kasına yapılan enjeksiyon şeklindedir. Yaygın aşılar canlı virüs içermez; virüsün belli proteinlerine karşı bağışıklık oluşturur. Bu nedenle HPV aşısı kesinlikle enfeksiyona ya da kansere yol açmaz.

Özetle, HPV aşısı çocukluk ve ergenlik döneminde yapılması önerilen, güvenli ve etkili bir aşıdır. Henüz ulusal aşı takvimine girmemiş ülkelerde bile aileler doktorlarına danışarak ücretli olarak aşıyı temin edebilirler. Aşı sayesinde ileride oluşabilecek rahim ağzı kanseri başta olmak üzere HPV bağlantılı birçok kanser ve siğil vakasının önüne geçmek mümkündür.

HPV Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?

HPV aşısı genellikle güvenli kabul edilse de, her aşıda olduğu gibi bazı yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir.

En sık görülen yan etkiler şunlardır:

Aşı Yerinde Ağrı, Kızarıklık veya Şişlik:

Aşı yapılan bölgede hafif ağrı, kızarıklık veya şişlik yaygın olarak görülebilir.

Ateş:

Bazı kişilerde hafif ateş görülebilir.

Baş Ağrısı:

Baş ağrısı da görülebilen yan etkiler arasındadır.

Yorgunluk:

Halsizlik veya yorgunluk hissi yaşanabilir.

Kas Ağrıları:

Kaslarda hafif ağrılar oluşabilir.

Mide Bulantısı:

Nadiren mide bulantısı da görülebilir.

Bayılma:

Özellikle gençlerde, aşı sonrası bayılma görülebilir. Bu nedenle, aşıdan sonra 15-20 dakika kadar dinlenmek önemlidir.

Nadir durumlarda, daha ciddi yan etkiler görülebilir. Ancak bu durumlar oldukça enderdir.

Alerjik Reaksiyonlar:

Nadiren ciddi alerjik reaksiyonlar (anafilaksi) görülebilir.

Guillain-Barré Sendromu (GBS):

Çok nadir görülen bir sinir sistemi hastalığıdır.

Kimler HPV Aşısı Olmamalıdır?

HPV aşısı genellikle güvenlidir, ancak bazılarının kullanabileceği önerilmez. Özellikle aşının parçalarına karşı ciddi reaksiyonlar gösteren bireylerde aşı yapılmamalıdır. Ayrıca hamile kadınlara HPV aşısı önerilmez. Doğumdan sonra aşının diğer dozları tamamlanabilir. Doğum sırasında aşının olası sonuçlarının oluşumlarına devam edilmekle birlikte, aşının bebek üzerindeki mevcut olması en az indirme için aşılama doğumdan sonra ertelenmelidir.

HPV Aşısı Nerede Yapılır?

HPV aşısı, hastaneler ve sağlık merkezleri aracılığıyla kolayca yaptırılabilir. Aşının uygulanabileceği yerler arasında devlet hastaneleri ve özel hastaneler bulunmaktadır. Ayrıca, aile sağlığı merkezleri de HPV aşısının yapılması için uygun bir seçenektir. Bu sağlık kuruluşları, aşının erişilebilirliğini artırarak toplumda HPV’ye karşı koruma sağlamayı hedeflemektedir.

Hastaneler ve Sağlık Merkezleri

HPV aşısı, hastaneler ve sağlık merkezleri aracılığıyla yaptırılabilir. Devlet hastanelerinde uygulanabildiği gibi özel hastanelerde de aşı hizmeti sunulmaktadır. Bu sağlık kuruluşları, aşılamanın erişimini kolaylaştırarak HPV’ye karşı toplumsal koruma sağlamayı hedefler. Aşı yaptırmak isteyen bireyler, en yakın hastane veya sağlık merkezine başvurarak bilgi alabilir ve aşı randevusu oluşturabilir.

Aile Sağlığı Merkezleri

Aile Sağlığı Merkezleri, HPV aşısının uygulanabileceği bir diğer önemli yerdir. Bu merkezlerde, aşıyla ilgili gerekli bilgilendirme ve yönlendirmeler sağlanır. Aşılamanın yapılacağı merkezleri seçerken, sağlık hizmetlerinin kalitesi, hijyen koşulları ve uzman doktorların varlığı gibi unsurlar önemlidir.

Aşı yapılmadan önce, sağlık durumu ve geçmişteki alerjik reaksiyonlar hakkında doktorla bilgi paylaşılması gerekmektedir.

HPV aşısı için hastaneler, sağlık merkezleri ve aile sağlığı merkezleri gibi birçok seçenek mevcuttur. Aşının etkili olabilmesi için uygun yerde, doğru zamanda ve doğru şekilde uygulanması önemlidir. Bu nedenle, aşı hakkında bilgi almak ve randevu almak için sağlık kuruluşlarına başvurmanız önerilir.

HPV’den Korunma Yolları Nelerdir?

HPV enfeksiyonundan korunmak, uzun vadede hem siğillerden hem de ciddi kanser riskinden korunmak anlamına gelir.

Aşağıda HPV’den korunmak için etkili yöntemler sıralanmıştır:

HPV Aşısı Olun:

Korunmanın en etkili yollarından biri, uygun yaş grubundaysanız HPV aşısı yaptırmaktır. Aşı, HPV’nin en tehlikeli tiplerine karşı vücudu savunur. Eğer cinsel hayata başlamadan önce aşılanırsanız, vücudunuz virüsle karşılaşmadan hazır hale gelir. Cinsel olarak aktif olsanız bile, henüz maruz kalmadığınız HPV tiplerine karşı aşı koruma sağlayabilir. Mümkünse hem kendiniz hem de çocuklarınız (kız veya erkek) uygun yaşa geldiğinde aşı programına dahil olsun.

Kondom (Prezervatif) Kullanın:

HPV dahil pek çok cinsel yolla bulaşan hastalığa karşı koruma sağlar. Doğru ve düzenli kondom kullanımı, HPV bulaşma riskini azaltır ancak tamamen önlemez. Çünkü kondom, genital bölgenin tamamını kapatmadığı için virüsün korunmayan deri teması ile geçebileceği alanlar kalabilir. Yine de cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak, HPV de dahil olmak üzere enfeksiyon riskini belirgin ölçüde düşürdüğü için kesinlikle tavsiye edilir.

Cinsel Partner Sayısını Sınırlayın:

Birden fazla partnerle korunmasız cinsel ilişki, HPV’ye maruz kalma ihtimalini artırır. Mümkün olduğunca tek eşlilik (karşılıklı tek eşli bir ilişki) tercih edin. Partnerinizin de sadakatine ve sağlığına özen gösterin. Yeni bir ilişkiye başlamadan önce, her iki tarafın da cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar açısından test yaptırması faydalı olabilir.

Düzenli Sağlık Kontrolleri Yapın:

Kadınlar için belirli aralıklarla Pap smear testi ve gerekli ise HPV testi yaptırmak, enfeksiyon kapılsa bile erken dönemde tespit edilmesini ve sorun yaratmadan çözülmesini sağlar. Smear testi, rahim ağzında HPV’nin oluşturabileceği değişimleri ortaya çıkarabileceği için çok önemlidir. Doktorunuzun önerdiği sıklıkta jinekolojik muayene ve taramaları yaptırın. Erkekler de genital bölgelerinde fark ettikleri herhangi bir siğil veya lezyon olduğunda vakit kaybetmeden doktora başvurmalıdır.

Bağışıklık Sisteminizi Güçlü Tutun:

Sağlıklı bir yaşam tarzı, vücudun enfeksiyonlarla mücadelede en büyük yardımcısıdır. Dengeli beslenme, yeterli uyku, düzenli egzersiz ve stresten kaçınma, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur. Güçlü bir bağışıklık, HPV enfeksiyonunu almış olsanız bile virüsün vücuttan daha kolay temizlenmesini sağlayabilir. Ayrıca sigarayı bırakmak özellikle rahim ağzı bölgesindeki hücrelerin bağışıklığını artırarak HPV’nin zararlı etkilerini önlemede önemlidir; sigara içen kadınlarda HPV’nin kalıcı enfeksiyon ve kanser yapma ihtimali daha yüksektir.

Kişisel Hijyen ve Ortak Eşya Kullanımına Dikkat Edin:

HPV’nin ortak eşya ile bulaşması nadir de olsa, genel hijyen kurallarına uymak her zaman iyi bir fikirdir. Başkalarının iç çamaşırı, havlu gibi kişisel eşyalarını kullanmaktan kaçının. Ortak alanlarda (havuz, sauna, hamam gibi) genel temizliğe özen gösterilen yerleri tercih edin.

Şüpheli Durumlarda İlişkiyi Erteleyin:

Eğer partnerinizin genital bölgesinde siğil gibi lezyonlar fark ederseniz, bunlar tedavi edilene dek cinsel teması ertelemek mantıklı olacaktır. Siğiller tedavi edildikten ve doktor onayı alındıktan sonra korunarak cinsel ilişkiye devam edebilirsiniz.

Exit mobile version