Corona Virus’ün İnsan Üzerinde Psikolojik Etkileri Nelerdir?
Karantina İle Geçen 2 Ay
Tüm dünya üzerinde farklı anlamlar çıkarıldı. Bazı kesimler normal grip olarak tanımladı ve hafif olarak bu hastalığı yeneceğini düşündü. Bazı devletler bile virüsü çok tehlikeli olarak görmediler. Sadece düşündüler.
Çin’den gelen ölüm haberleri, tüm dünyanın durumu ciddiye alması gerektiğini gösterdi. Her ülke tedbirlerini almaya çalıştı. Uçuşlar yasaklandı, okullar tatil edildi, sokağa çıkma yasakları getirildi. Gün ve gün tüm dünyada yaşanan bu Pandemi’nin sonuçlarını televizyonlardan izlemeye başladık. İzledikçe korktuk, panik yaptık. Panik zamanla geçti ama yeni alışkanlıklar edindik. Sık el yıkamak, maska takmak, mesafeli durmak, gereksiz yere dışarı çıkmamak, toplu taşımayı az kullanmak gibi.
Çeşitli hastalıklardan AIDS, Sıtma gibi hastalıklardan çoğu insan vefat etti. Ama corona, genel olarak belirli genetik hastalığı olanlar arasında çok yaygındır. Örneğin, kişi günde 3 paket sigara içiyor ve “corona’dan dolayı öldü” olarak yorum yapıyorlar. Aslında corona değil sigara öldürdü. Corona buna sebep oldu.
Psikolojik Travma’nın Evreleri
Yaşadığımız dünyada, her şey normal olarak devam ettiği dönemlerde de en büyük problemimiz Strestir. Bu stres, şiddetine bağlı olarak insanlara zamanla travma ve obsesif kompulsif bozukluk olarak yansır.
Çoğumuzda olan bu sıkıntılar, virüs döneminde daha da arttı. Öncelikle insanlar evden çıkamadılar. Bunun vermiş olduğu rahatsızlıklar, televizyonda izlenen haberler ile daha da arttı. Her alınan haber sonrası yaşamımız değişti ve şekillendi.
Temizlik ve hijyen üst seviyelere çıktı. Bazıları için temizlik ve hijyen zaten bir travma ve bozukluktur. Bu dönemde bu kaygı bozukluğu en üst seviyeye ulaştı. Herkes, evinde gece gündüz her yeri temizlemeye başladı. Uyumadan, eller artık normal dokusunu kaybetti. Herkesin ellerinde yaralar oluşmaya başladı. Temizlik, hastalık seviyesinden kısa bir zaman içinde normal seviyeye döndü.
Sonra başka psikolojik problemler başladı. “Dışarı çıkınca eğer virüs bana bulaşırsa, ölebilirim” korkusu. Evde oturarak, dışarı çıkmadan bu korkuyu yenmeye çalıştık. Bu sürede kapalı alanda kalma korkusu olan kişilerin fobileri en tepe noktasına ulaştı. Dışarıya çıkmamak evde hareketsiz kalmak, kilo almamıza sebep oldu. “Çok kilo aldım, acaba nasıl zayıflayacağım” kaygısı başladı. Herkes evlerine spor aletleri almaya başladı. Hafif olarak spor yapmaya başlandı.
Yasakların ne zaman biteceği belli değildi. Çoğu kişi çalışmıyor ve para kazanamıyordu. İşte en büyük travma. “Acaba param biterse, ne olur ?” En büyük psikolojik travma ve bozukluk başladı. Devlet ve bankalar krediler ve teşvik paketleri ile o anlık ekonomik sıkıntıyı çözmeye çalıştılar.
Sonra yeni kaygılar başladı. “Acaba işler eskisi gibi olacak mı? Çalışacak bir işim olacak mı ?” Bu travmalar hayat yeni normale dönemeye başlayınca ortadan kalkacaktır. Tabi ki bir zaman alacaktır.
Bu psikolojik bozukluklardan daha hızlı nasıl kurtulabiliriz ?
- Evde kaldığımız sürede, vakit geçirebileceğimiz işler bulmalıyız. Çünkü boş kaldığımız sürece düşünürüz. Düşündükçe kaygılarımız artar.
- Kitap okuyabiliriz. Bugüne kadar vakit olmadığı için hep ertelenen bir alışkanlıktır. Artık vakitte var. Az sayfalı ve ilgimizi çekecek olan kitaplardan başlamak çok faydalı olacaktır.
- Televizyonda haberleri az izlemeliyiz. Gece gündüz aynı haberleri izlemek, bizi yine korkutup, endişelendirecektir.
- Eğer severseniz bulmaca çözebilirsiniz. Böylece beyin jimnastiği yapmış olursunuz.
- Evdeki küçük tamiratlar yapılabilir.
- Giysi ve kıyafet dolaplarınızı düzenleyebilirsiniz.
- Aileniz ve çocuklarınızla oyunlar oynanabilir. Beraber yemek veya çeşitli faaliyetler yapılabilir.
- Uyku düzeni çok önemli. En az 8 saat uyumalıyız. Psikolojik problemler, kişinin uyku düzeninin bozulması ile başlamaktadır. Virüs öncesi uyuma ve uyanma saatlerine bağlı kalmalıyız.
- Krizi fırsata çevirmek ile ilgili internette araştırma yapın.
- Virüs sonrası için, aileniz ile beraber tatil hayalleri kurun. Bu size çok iyi gelecektir.
- Tüm sevdiklerinizle telefondan sesli ya da görüntülü aramalar yapın. Uzun süredir görüşmediğiniz arkadaşlarınızı da arayın. Bu size de, karşınızdaki insana da çok iyi gelecektir.